dizicolleague
Youtube'da gıptayla izlediğim, bir notayı bile yanlış basmadan tüm parçayı çaldığını düşündüğüm birçok müzisyen aslında önce çalıp, sonra çalıyormuş gibi yaparak kameraya kaydediyor ve sonra DAW ile harmanlayarak Adobe Premiere gibi programlarla videoyu tamamlıyorlar. Tek seferde olan bir iş değil y
Youtube'da gıptayla izlediğim, bir notayı bile yanlış basmadan tüm parçayı çaldığını düşündüğüm birçok müzisyen aslında önce çalıp, sonra çalıyormuş gibi yaparak kameraya kaydediyor ve sonra DAW ile harmanlayarak Adobe Premiere gibi programlarla videoyu tamamlıyorlar. Tek seferde olan bir iş değil yani belki 100 kere denedikten sonra işin audio kısmını tamamlıyor ve videoyu da ona senkronize olarak oluşturuyorlar.
Gerçek zamanlı çalanlar da var tabii ama bunlarınki kalitesiz videolar oluyor ve ortam sesini de kaydettiğinden, gerçekten çaldığı anlaşılıyor(live). Ortam sesini almadan DAW ile aynı zamanda kaydederek çalındığını, üzerinde oynanmadığını anlamak mümkün mü? Örnek videolara açığım.
Gerçek zamanlı çalanlar da var tabii ama bunlarınki kalitesiz videolar oluyor ve ortam sesini de kaydettiğinden, gerçekten çaldığı anlaşılıyor(live). Ortam sesini almadan DAW ile aynı zamanda kaydederek çalındığını, üzerinde oynanmadığını anlamak mümkün mü? Örnek videolara açığım.
0
e hocam dinlediğin albümler de benzer yöntemlerle kaydediliyor.
bu işi kolay yapmanın teknik yolu bu. aklı başında kimse artık hücum kayıt yapmıyor, yapması için de bir sebep yok zaten...
bu işi kolay yapmanın teknik yolu bu. aklı başında kimse artık hücum kayıt yapmıyor, yapması için de bir sebep yok zaten...
0
stüdyo kayıtları daha güzel oluyor zaten. YouTube'daki çoğu cover'ın mantığı "bakın ben tek seferde hatasız çalabiliyorum" değil, "bu şarkıya şöyle bir yorum getirdim, nasıl olmuş?" oluyor. Bu yüzden de zaten kimse olayın canlı performans olmasını beklemiyor ki. Ki dediğiniz yöntemle kayıt almak çok daha emek gerektiren bir iş olduğu için ben bir izleyici/dinleyici olarak daha çok saygı duyarım. Oda sesi karışık, kalitesiz bir canlı kayıttansa profesyonel bir stüdyo kaydı çok daha iyi bir hizmet dinleyici için.
0
mantıklı olanı yapıyolar aslında, senin izlediğin şey klip oluyor artık.
birebir çalım istiyorsan canlı performans diye aratabilirsin.
birebir çalım istiyorsan canlı performans diye aratabilirsin.
0
sonhakan
Soru başlıkta...
Soru başlıkta...
0
hem seker hem asit, gereksiz yere cop aliyorsun vucuduna, azaltarak bitir sigara gibi, hadi en kotu gunde bir tane yeter
0
o içtiğin maden suyu değildir. gazlı içecektir. üzerine bakıp anlayabilirsiniz.
sonuç olarak: zararlı
sonuç olarak: zararlı
0
Gazlı içeceklerde asit yoktur, gaz vardır. Gazı savunduğumdan değil de bunu asit olarak anmak doğru değil, bu sebeple yazdım.
Aromasız olanları tercih ederseniz daha iyi olur.
Aromasız olanları tercih ederseniz daha iyi olur.
0
Sade içip limon sıksan bile her şeyin fazlası zarar. Maden suyunun fazlası da ödem artırabilir bazı bünyelerde. Çok abartmamak lazım.
0
limonlu ictigin icin sekerli ve zararli. onun disinda maden suyu icmenin bir zarari yok hatta sindirimi kolaylastigi icin faydali. son 3 yildir sadece soda(gazli su) iciyorum, bulundugum yerde de sudan daha yaygin bir sekilde gazli su tuketiliyor. bir zarari yok
0
soda ile gazlı su farklı şeyler olmakla birlikte bence tüketebilirsin.....
ben de 3’ün altına düşmem genelde.....
ben de 3’ün altına düşmem genelde.....
0
çok tehlikeli!
üç güne kadar mutasyon geçirip bir balığa dönebilirsin.
aman dikkat!
üç güne kadar mutasyon geçirip bir balığa dönebilirsin.
aman dikkat!
0
maden suyunun en fazla olması gereken miktarı 3 ancak ideali günde 2'dir. 3'ün altında kalırsanız bi zararı olmaz. günde 3 biraz risklidir. ancak bu dediğim aromasız olanlar için geçerli. limon aromalı hakkında fikrim yok. 3'ün üzerinde içildiğinde ise böbrek taşı yapma ihtimali var.
bizzat kendim günde 2-3 tane içen birisi olarak biraz abarttığım zamanlarda yani peşpeşe günlerde 3-4 e çıktığım zamanlarda açıkçası böbrek taşı belirtilerini yaşadım ancak bu belirtileri (kasığa bıçak saplanması gibi bir his, ya da kasıktan testis torbasına doğru bir ağrı) farkettiğim anda birkaç gün günde 1'e indirip o dönemlerde suya abanıyorum ve bu şekilde bu zamana kadar herhangi bir taş düşürme durumu yaşamadım neyse ki.
eyyorlamam bu kadar.
bizzat kendim günde 2-3 tane içen birisi olarak biraz abarttığım zamanlarda yani peşpeşe günlerde 3-4 e çıktığım zamanlarda açıkçası böbrek taşı belirtilerini yaşadım ancak bu belirtileri (kasığa bıçak saplanması gibi bir his, ya da kasıktan testis torbasına doğru bir ağrı) farkettiğim anda birkaç gün günde 1'e indirip o dönemlerde suya abanıyorum ve bu şekilde bu zamana kadar herhangi bir taş düşürme durumu yaşamadım neyse ki.
eyyorlamam bu kadar.
0
balpolen
Yeni aldik,onerilerinizi bekliyoruz.
Yeni aldik,onerilerinizi bekliyoruz.
0
Belgesel: Treasures Decoded - The Story of God with Morgan Freeman.
seyler.eksisozluk.com
seyler.eksisozluk.com
0
Black Mirror
Stranger Things
The Rain
Dark
Ozark
Sense 8
Chef's Table
The Sinner
House Of Cards
The Crown
Vikings
The Last Kingdom
Peaky Blinders
La Casa De Papel
Glow
Better Call Saul
Dark Tourist
Breaking Bad
Spartacus
Suits
Madmen
Anne With An "E"
Atypical
Safe
Lost In Space
Mindhunter
Punisher
Manhunt:Unabomber
Stranger Things
The Rain
Dark
Ozark
Sense 8
Chef's Table
The Sinner
House Of Cards
The Crown
Vikings
The Last Kingdom
Peaky Blinders
La Casa De Papel
Glow
Better Call Saul
Dark Tourist
Breaking Bad
Spartacus
Suits
Madmen
Anne With An "E"
Atypical
Safe
Lost In Space
Mindhunter
Punisher
Manhunt:Unabomber
0
birsürüsorumvar
Dedemizin meza-Şaka şaka :)Merhaba herkese. Tercümanlık öğrencisiyim ve bölümümde maalesef Osmanlı Türkçesi dersi yok. Türkçemi ileriye taşımak adına Lisan-ı Osmani'yi öğrenmem gerektiğini düşünüyorum. Sizce İsmek kurslarına mı gideyim, yoksa kendim bir yerlerden başlayıp kendi kendime öğrenebilir m
Dedemizin meza-
Şaka şaka :)
Merhaba herkese. Tercümanlık öğrencisiyim ve bölümümde maalesef Osmanlı Türkçesi dersi yok. Türkçemi ileriye taşımak adına Lisan-ı Osmani'yi öğrenmem gerektiğini düşünüyorum. Sizce İsmek kurslarına mı gideyim, yoksa kendim bir yerlerden başlayıp kendi kendime öğrenebilir miyim? Bunun için kaynak verebilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
Belki işe yarar eki: Osmanlı Türkçesi bilmesem de eski Türkçeye biraz hakimim diyebilirim. Ortaokul yıllarım Reşat Nuri, Yakup Kadri gibi yazarların eski basım kitaplarını okumakla geçti. Arap harflerine de aşinayımdır.
Şaka şaka :)
Merhaba herkese. Tercümanlık öğrencisiyim ve bölümümde maalesef Osmanlı Türkçesi dersi yok. Türkçemi ileriye taşımak adına Lisan-ı Osmani'yi öğrenmem gerektiğini düşünüyorum. Sizce İsmek kurslarına mı gideyim, yoksa kendim bir yerlerden başlayıp kendi kendime öğrenebilir miyim? Bunun için kaynak verebilirseniz sevinirim. Şimdiden teşekkür ederim.
Belki işe yarar eki: Osmanlı Türkçesi bilmesem de eski Türkçeye biraz hakimim diyebilirim. Ortaokul yıllarım Reşat Nuri, Yakup Kadri gibi yazarların eski basım kitaplarını okumakla geçti. Arap harflerine de aşinayımdır.
0
Kaynak veremem ancak kendimden bir örnek verebilirim. Lise yıllarında tarih hocamın verdiği bir kitapla kendi kendime öğrenmiştim. Sıfır bilgiyle alfabeden başlamıştım. 1. ayın sonunda çok karışık olmayan matbu metinleri rahatlıkla okuyordum, el yazılarını okuyamıyordum. Özellikle hakim olduğum konularda yazılmış metinleri çok rahat okuyordum. Sonra zamanla ilgilenmedim. Şu an yoğunlaşsam 1 haftada toparlayacağımı düşünüyorum.
0
zxcd
Özellikle üniversite okumuş kimselerin yazım hatası yapmasına dayanamıyorum. Kendimden geçip bir anda içimden anne avrat söverken buluyorum kendimi. Öyle -de -da ayrımı olsa neyse insanlık hali derim ama bunlar bildiğin moloz. Mecbur kalıyorum küfür etmeye. Halbuki günlük hayatta temiz Türkçemize to
Özellikle üniversite okumuş kimselerin yazım hatası yapmasına dayanamıyorum. Kendimden geçip bir anda içimden anne avrat söverken buluyorum kendimi. Öyle -de -da ayrımı olsa neyse insanlık hali derim ama bunlar bildiğin moloz. Mecbur kalıyorum küfür etmeye. Halbuki günlük hayatta temiz Türkçemize toz kondurmayan, argo dahi konuşmayan biriyim.
Siz de küfür ediyorsunuz bunlara değil mi?
Ağzınıza sağlık.
Siz de küfür ediyorsunuz bunlara değil mi?
Ağzınıza sağlık.
0
Ben en çok dil bilinci olmayan milliyetçileri ciddiye alamıyorum. Daha anadilini öğrenememişsin millet mavrası çekiyorsun.
0
yoo. bu insanlar türkçe bile konuşamayan insanlar. türkçe konuşamayan insandan türkçe yazabilmesini beklemiyom
0
Askerdeki yakin arkadaşım türkçe öğretmeniniydi bariz hatalar yapıyordu. Bunun yanında mimar arkadaşimda vardi onunda imla hataları çoktu onları gördükten sonra eğitim sistemi böyleymis dedim
0
Kuzenim Turkce ogretmeni, utanmasam hatalarin var ulan diyecem de ayip olur aile sonucta.
0
de/da'yı yanlış yazan. Noktadan sonra boşluk bırakmayan, te/de ayrımının yapamayan, herkez yazan, insanlara kızıyorum, uyarıyorum. Facebook'ta de/da'yı bitişik yazan profesör hocamın paylaşımının altında de ayrı yazılır hocam yazmışlığım var.
Üniversite değil orta okuldaki öğretmenimden öğrenmiştim her şeyi. Temelde sorunlar var demek ki.
Üniversite değil orta okuldaki öğretmenimden öğrenmiştim her şeyi. Temelde sorunlar var demek ki.
0
Eskiden küfür ederdim. Şimdi mesaj atıyorum, "birader ilkokul mezunu musun?" diyorum, iyi günümdeysem "de ayrı" yazıyorum. Göre göre alıştım artık.
0
Ya bırak allah aşkına bu kadar takmak nedir. Eskiden ben de öyleydim ama sonra sonra sonuçta ne dediğini anlıyorsam sıkıntı yok moduna girdim.
0
Kendime sövüyorum, onlara değil. Bu mallar bile üniversite bitiriyor. Ben hala boş işlerle uğraşıyorum.
Not: Küfür etmek değil, küfretmek.
Not: Küfür etmek değil, küfretmek.
0
İnanılmaz küfür ederim. Hala oksijenle temasta bulunmamış küfürlerim var. Buket buket, balya balya... Özellikle “pahallı” diyenlere sövüyorum.
0
hayir kufur etmiyorum. kendi icimden bu kisi demekki okulda dersleri dinlemeyen bir tipmis diyorum. buradan biraz karakter analizi yapiyorum.
ama genel olarak soylemek istedigi seyi anlamissam yeterli. gunluk yasamda yazim hatasi muhim degil benim icin.
ama genel olarak soylemek istedigi seyi anlamissam yeterli. gunluk yasamda yazim hatasi muhim degil benim icin.
0
ulukayin
Toplumun genelgeçer kurallarından, değişmeyen ve değişmesi mümkün olmayan konular hakkında, toplumun düşündüğünden aksine bir düşünce yapısına sahip olduğunuzda kendinizi nasıl ifade ediyorsunuz? Şahsen ben, o ortamdan anında uzaklaşıyorum ya da o ortamda kalmak zorundaysam sinirden kendimi yiyip bi
Toplumun genelgeçer kurallarından, değişmeyen ve değişmesi mümkün olmayan konular hakkında, toplumun düşündüğünden aksine bir düşünce yapısına sahip olduğunuzda kendinizi nasıl ifade ediyorsunuz?
Şahsen ben, o ortamdan anında uzaklaşıyorum ya da o ortamda kalmak zorundaysam sinirden kendimi yiyip bitiriyorum.
Şahsen ben, o ortamdan anında uzaklaşıyorum ya da o ortamda kalmak zorundaysam sinirden kendimi yiyip bitiriyorum.
0
Suskunluk Sarmalı diye bir mesele var, bir göz atmak isteyebilirsiniz. Teoride insanın doğru buldukları adına çatır çutur savaşması gerektiğini düşünüyorum, pratikte bunu uygulamaktan hayatım sikildi. Ne yardan ne serden geçmemek için çareler arayıp duruyorum.
Toplumun yüzde doksanı değilse bile yüzde sekseninden çoğu garanti yavşak. Bu üstü kapalı yavşaklık anlaşmasına katılmazsan, cezanı çekiyorsun.
Toplumun yüzde doksanı değilse bile yüzde sekseninden çoğu garanti yavşak. Bu üstü kapalı yavşaklık anlaşmasına katılmazsan, cezanı çekiyorsun.
0
toplum, toplumun kurallari, toplumun degismesi mumkun olmayan konulari... bunlari tartismak, uzerinde dusunup zaman harcamak benim isim degil. akla mantiga yatmayan yanlis kurallari tabii ki tasvip etmiyorum.
herkes benim gibi neden dusunup yasamiyor diye kendimi icten ice yiyip bitirmeye calismiyorum. benden farkli insanlar da var diyorum kendime, oyle yasayip gidiyorum.
herkes benim gibi neden dusunup yasamiyor diye kendimi icten ice yiyip bitirmeye calismiyorum. benden farkli insanlar da var diyorum kendime, oyle yasayip gidiyorum.
0
Bir kac kere bahsettiginiz anlamda uyarilar/cikislar yaptim. Sonuc olarak kabak hep benim basima patladi. Sonrasinda insanimizin ne kadar iki yuzlu, bencil ve cikarci oldugunu kabullendim. Artik "Bana ne, ne haliniz varsa gorun" diyip geciyorum.
0
@Leonardo
Mevzu esasında herkes benim gibi düşünsün mevzusu değil. Toplumun işine geldiği an, işine geldiği gibi doğruyu ve haklıyı ayırt edici şeyleri değiştirebilme hızı ve tutarsızlığı.
En basit haliyle bundan 10 sene önce fetö'ye toplumun büyük bir kısmı saygı duyarken bugün ardından beddualar edilmekte. Ama biz (benim gibi düşünenler) o günlerde de bunlar müslüman değil, bunlar örgüt, bu cemaat devleti ele geçirmeye çalışıyor diyorduk vs. O günlerde herkes bizi gayrimüslim yaptı, gavur yaptı falan.
Toplum olarak yozlaşmış durumdayız. Ben,sen, o fark etmeksizin hepimiz işimize geldiği gibi anlık olarak değiştiriyoruz. İşimize nasıl geliyorsa.
Esas anlatmak istediğimi şimdi daha iyi anlamışsınızdır umarım.
Mevzu esasında herkes benim gibi düşünsün mevzusu değil. Toplumun işine geldiği an, işine geldiği gibi doğruyu ve haklıyı ayırt edici şeyleri değiştirebilme hızı ve tutarsızlığı.
En basit haliyle bundan 10 sene önce fetö'ye toplumun büyük bir kısmı saygı duyarken bugün ardından beddualar edilmekte. Ama biz (benim gibi düşünenler) o günlerde de bunlar müslüman değil, bunlar örgüt, bu cemaat devleti ele geçirmeye çalışıyor diyorduk vs. O günlerde herkes bizi gayrimüslim yaptı, gavur yaptı falan.
Toplum olarak yozlaşmış durumdayız. Ben,sen, o fark etmeksizin hepimiz işimize geldiği gibi anlık olarak değiştiriyoruz. İşimize nasıl geliyorsa.
Esas anlatmak istediğimi şimdi daha iyi anlamışsınızdır umarım.
0
Toplum, toplumun kuralları, toplumun değişmesi mümkün olmayan konuları (?) hakkında tartışmak, bunlar üzerine üzerine düşünüp zaman harcamak, bir insan ve toplum bilimcisi olarak benim işim. Toplumun geri kalanının benim gibi düşünüyor / düşünmüyor olması değil mesele. Hiçbir zaman da bu kadar sığ, yüzeysel bir düzlemde olmadı.
Mesele toplumların bilgi kuramsal temelleri, doğru/yanlış bilgiyi neye göre tayin ettikleri, kültürel olarak bilgiye yaklaşımları. Ve bu bağlamda, neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verirken referans noktasını keyfi olarak tayin eden insanların arasında, bunlara dikkat çektiğinde başına gelecekler buradaki mesele.
Mesele toplumların bilgi kuramsal temelleri, doğru/yanlış bilgiyi neye göre tayin ettikleri, kültürel olarak bilgiye yaklaşımları. Ve bu bağlamda, neyin doğru neyin yanlış olduğuna karar verirken referans noktasını keyfi olarak tayin eden insanların arasında, bunlara dikkat çektiğinde başına gelecekler buradaki mesele.
0
damba
Kirmizi Baslikli Kiz bir klasik mesela, bu oykuyu alsam baska bir formata sokup yayinlasam:Mesela Kirmizi Baslikli Kiz Ikea'da ya da Kirmizi Baslikli Kiz çöllerde, gibi. Bana kimse telif hakkina binaen dava acabilir mi?Kucuk Prens bir filmde kullanildi mesela, kitabin telif hakkiyla alakali bir siki
Kirmizi Baslikli Kiz bir klasik mesela, bu oykuyu alsam baska bir formata sokup yayinlasam:
Mesela Kirmizi Baslikli Kiz Ikea'da ya da Kirmizi Baslikli Kiz çöllerde, gibi. Bana kimse telif hakkina binaen dava acabilir mi?
Kucuk Prens bir filmde kullanildi mesela, kitabin telif hakkiyla alakali bir sikinti doguyor mu?
Mesela Kirmizi Baslikli Kiz Ikea'da ya da Kirmizi Baslikli Kiz çöllerde, gibi. Bana kimse telif hakkina binaen dava acabilir mi?
Kucuk Prens bir filmde kullanildi mesela, kitabin telif hakkiyla alakali bir sikinti doguyor mu?
0
Üzerinden 70 yıl geçmiş eserler için telif geçerli değil; fakat kendi karakterlerinizi kullansanız daha yaratıcı olur. Boku çıkmadı mı kırmızı başlıklı kızın, küçük prensin, küçük kara balığın, vesairenin?
0
insert coin
15-16 yaşlarındaydım, okuldan bir kız arkadaşımın annesi ''oğluna hediyem var'' diye bir paket çıkardı muhabbet ortamındayken. anneme uzattı. ben tabi havalarda, maddi değeri geçtim beni dusunen biri var diye uçuyorum 7-8 yaşından sonra aldığım ilk hediye. Neyse uzatmayayım. Paketi oracıkta açan ann
15-16 yaşlarındaydım, okuldan bir kız arkadaşımın annesi ''oğluna hediyem var'' diye bir paket çıkardı muhabbet ortamındayken. anneme uzattı. ben tabi havalarda, maddi değeri geçtim beni dusunen biri var diye uçuyorum 7-8 yaşından sonra aldığım ilk hediye. Neyse uzatmayayım. Paketi oracıkta açan annem aa teşekkür ederim dedi ben pakete baktım. ve bildiğiniz pazardan alınma slip 'don' tabir edilen qiloteları gördüm..
Hayatımda feci utandığım başka zamanı hatırlamıyorum . kızamıyorumda. demek ki beni hala çocuk olarak görüyorlardı..
sonrasında tek tük hediye aldım zaten, hediye olayı kesildi.
Sizin için aldığınız en kötü hediye ya da doğum günü hediyesi neydi?
Hayatımda feci utandığım başka zamanı hatırlamıyorum . kızamıyorumda. demek ki beni hala çocuk olarak görüyorlardı..
sonrasında tek tük hediye aldım zaten, hediye olayı kesildi.
Sizin için aldığınız en kötü hediye ya da doğum günü hediyesi neydi?
0
Benim icin cocukken kiyafet hediyesi en kotu hediyeydi.
Bizimkiler Vakko'dan gomlektir yelektir biseyler alirdi peder zengindi.
Ulan bi caki bicagi almadiniz diye kendimi yerlere calardim.
Aytek'in gercek hali bendim.
Ailem disinda bana hediye alan olmadi pek.
Bizimkiler Vakko'dan gomlektir yelektir biseyler alirdi peder zengindi.
Ulan bi caki bicagi almadiniz diye kendimi yerlere calardim.
Aytek'in gercek hali bendim.
Ailem disinda bana hediye alan olmadi pek.
0
birkaç yıl önce bir arkadaşım bana gözlük kabı almıştı. gözüm bozuk değil, gözlük kullanmıyorum. hala anlam verebilmiş değilim :)
0
15 yaşımdayken yengem bana bi gömlek almıştı, 35 yaşındayım gömleğin kolları ve etekleri dizlerime geliyor, 110 kilo olmama rağmen içine 2 tane daha ben sığar.
markası da kalite bişeydi, ben ömrümde daha o kadar büyük gömlek görmedim.
markası da kalite bişeydi, ben ömrümde daha o kadar büyük gömlek görmedim.
0
Doğumgünü değil fakat sünnet düğünümde onlarca borcam gelmişti, sanki annem sünnet olmuş gibi :D
0
Sigaralık. O sene doğum günümde sigarayı bırakmayı planlamıştım eski eşimle de düşüncemi paylaşmıştım. Doğum günü hediyesi olarak sigaralık almıştı^_^
0
en kötüyü hatırlamıyorum da en iyi hediye galiba lego setiydi. yıllardan 1989-1990 olduğu düşünülünce çok büyük kıyakmış. set dediğim de herhalde içinde 1000 parça falan olan mega bir setti. uzaylı muzaylı. nerdedir acaba şimdi o set.
0
Doğum günü hediyesi değil fakat çok güldüğümüz için yazmak istedim. Sınıfta bir yılbaşı çekilişi etkinliği sonucunda; sınıfın tiki kızlarından birisi, bizim saf anadolu çocuğu arkadaşa hediye alacaktır. Gün gelir hediyeler alınır,verilir. Herkesin birbirine aldığı hediyeyi sorduğu bir ortamda, bizim bu arkadaş hediyesine göz ucuyla bakıp çantasına koymuştur. Bizim ısrarla ne ne diye sorup durmamız sonucunda, çantasından çıkartıp bize hediyeyi gösterir. Hediye bir çift pazardan alınmış ev terliğidir, ayrıca süslü mü süslü bir paket içerisindedir.
Gülmemizin ve aynı zamanda kıza bilenmemizin nedeni de, bu hediyeyi alan kızın çok zengin olduğunun bilinmesidir.
Gülmemizin ve aynı zamanda kıza bilenmemizin nedeni de, bu hediyeyi alan kızın çok zengin olduğunun bilinmesidir.
0
10-11 yaşlarındayken mahalleden bir arkadaşım McDonalds'larda Happy Meal'den çıkan oyuncağı vermişti. Hayır bir de sevinmiştim o zaman, kız resmen kaktırmış kendi oyuncağını.
Onun dışında akrabalar terlik, don, tişört, kazak vs. almıştır hep
Onun dışında akrabalar terlik, don, tişört, kazak vs. almıştır hep
0
ghost pseudo-writer
uykuya bile zor vakit ayırdığım bir buçuk aylık bi süreç sonunda bok gibi hissediyorum. 3 gündür yaptığım tek şey yatmak kahve içmek sigara içmek uyumak sosyal medyada saçma sapan şeylere bakmak. ev leş gibi. ben leş gibiyim ama hiçbir şeye enerjim yok. hevesim de yok. napsam bilmiyorum. asla hoşnut
uykuya bile zor vakit ayırdığım bir buçuk aylık bi süreç sonunda bok gibi hissediyorum. 3 gündür yaptığım tek şey yatmak kahve içmek sigara içmek uyumak sosyal medyada saçma sapan şeylere bakmak. ev leş gibi. ben leş gibiyim ama hiçbir şeye enerjim yok. hevesim de yok. napsam bilmiyorum. asla hoşnut değilim böyle olmaktan ama o kısa süreli projedeki hayatım hem kabus gibi hem de çok güzeldi. sizce napmalıyım toparlanmak için? siz neler yapıyorsunuz böyle hissettiğinizde?
0
Temiz hava alabilecegim bir yerde vakit gecirmek. Kus sesini, ruzgari vs dogayi dinlemek
0
sabah kahvalti sonrasi parkta yuruyus, aletleri cilginca kullanan amcalari izleyerek eglenme, kitapcilari gezme, bir kitap begenip alma, yemek yiyip cayi icerken kitaba giris, devaminda sevdiginiz bir semtte sokaklarda bos bos gezme, bu aralar her taraf festival, herhangi bir festivale yanasip film tiyatro seyretme...
0
formalite
Selamlar bilgisayar almayi dusunuyorum macbook un garage band uygulamasi icin dusunuyorum ama bi dolu eksi yani da var diye biliyorum. Muzik yapmak istiyorum lenovo bu ara cok iyi diyorlar ne dersiniz? Fiyat olarak da max 5000 veririm diye dusunuyorum. Onerileri alayim canlar. Ses goruntu vs. Islemc
Selamlar bilgisayar almayi dusunuyorum macbook un garage band uygulamasi icin dusunuyorum ama bi dolu eksi yani da var diye biliyorum. Muzik yapmak istiyorum lenovo bu ara cok iyi diyorlar ne dersiniz? Fiyat olarak da max 5000 veririm diye dusunuyorum. Onerileri alayim canlar. Ses goruntu vs. Islemci saglamlik falanlar filanlar cok anlamiyorum bilale anlatir gibi anlatirsaniz sevinirim sevgiler.
0
Ben desktop öneririm.
iyi bir configle 5000 liraya alacağın laptopa karşılık 6500 liralık performansa sahip masaüstü alırsın. İlerde upgrade de edebilirsin. Laptopta o şans yok.
İllaki laptop dersen hepsi toplama ama benim icin lenovo bir tık öndedir.
iyi bir configle 5000 liraya alacağın laptopa karşılık 6500 liralık performansa sahip masaüstü alırsın. İlerde upgrade de edebilirsin. Laptopta o şans yok.
İllaki laptop dersen hepsi toplama ama benim icin lenovo bir tık öndedir.
0
İnşaat sektöründe autocad, rhino, sketchup vs varken paintle çalışmak neyse, müzik işlerinde protools, studio one, ableton, logic, cubase, fl, reason vs. varken garage bandle çalışmak da o.
Teknik ayrıntıları, teknik işlerden daha çok anlayan arkadaşlara bırakalım. Ancak Garage Band "Müzik prodüksiyonu için endüstrinin standardı haline gelmiş programları öğrenmeye uğraşamayacağım, burada daha kısıtlı ancak arayüzü daha kullanıcı dostu Garage Band var ben bunla takılırım, ürettiklerim kısıtlı olur ama kendimi sıkmamış olurum." diyen kullanıcının programı.
Gerçekten müzik prodüksiyonu yapmak istiyorsanız canavar gibi daw'lar var. Garage Band gibi oyuncaklarla vakit kaybetmeyin, sahici daw'lara vaktinizi ayırın. Emeğinizin karşılığını alırsınız.
Bilgisayar işine gelirsek; mobil çalışmayacaksanız ben de masaüstü öneririm. Ufak tefek yükseltmelerle uzun süreler kullanırsınız. Laptoplar ömrü, performansı kısıtlı cihazlar.
Teknik ayrıntıları, teknik işlerden daha çok anlayan arkadaşlara bırakalım. Ancak Garage Band "Müzik prodüksiyonu için endüstrinin standardı haline gelmiş programları öğrenmeye uğraşamayacağım, burada daha kısıtlı ancak arayüzü daha kullanıcı dostu Garage Band var ben bunla takılırım, ürettiklerim kısıtlı olur ama kendimi sıkmamış olurum." diyen kullanıcının programı.
Gerçekten müzik prodüksiyonu yapmak istiyorsanız canavar gibi daw'lar var. Garage Band gibi oyuncaklarla vakit kaybetmeyin, sahici daw'lara vaktinizi ayırın. Emeğinizin karşılığını alırsınız.
Bilgisayar işine gelirsek; mobil çalışmayacaksanız ben de masaüstü öneririm. Ufak tefek yükseltmelerle uzun süreler kullanırsınız. Laptoplar ömrü, performansı kısıtlı cihazlar.
0
darkwizard
https://www.youtube.com/watch?v=MIIBEWCdq9Itulum, kemençe, gayda diye tahmin ediyorum ben
0
levent bilgen
Aynı haberde yılda 9 milyon insanın psikiyatri servislerine başvurduğu, 10 ayda 33 milyon kutu antidepresan tüketildiği ve antidepresan satışının da neredeyse 2.5 kat arttığı bilgisi de var.Siz bunun sebeplerini neye bağlıyorsunuz? Kişisel ve çevresel gözlemleriniz durumun gerçekten bu kadar vahim o
Aynı haberde yılda 9 milyon insanın psikiyatri servislerine başvurduğu, 10 ayda 33 milyon kutu antidepresan tüketildiği ve antidepresan satışının da neredeyse 2.5 kat arttığı bilgisi de var.
Siz bunun sebeplerini neye bağlıyorsunuz? Kişisel ve çevresel gözlemleriniz durumun gerçekten bu kadar vahim olduğu yönünde mi?
Siz bunun sebeplerini neye bağlıyorsunuz? Kişisel ve çevresel gözlemleriniz durumun gerçekten bu kadar vahim olduğu yönünde mi?
0
Psikoterapi gibi danışanın çabası ve emeğiyle ilerleme kaydetmenin mümkün olduğu, uğraştırıcı, sancılı, kişilerin hayatları boyunca kaçtıkları bir takım gerçeklerle yüzleşmelerini gerekli kılan yöntem ve teknikler bütününün yanında; sıklıkla semptomatik tedavinin bir bardak su ve hap şeklinde sıkıştırılmış mucize şifa biçiminde kullanılması oldukça kolaydır (tedavi kısmı da tartışılır zira psikiyatri tedaviden çok bireyi iş gücü olarak normalleştirme ve üretime dahil etme üzerine çalışan bir alan. Tabii ki vaka üzerinden konuşmak lazım. Psikiyatriyi komple gömdüğüm anlaşılmasın).
0
Durum vahim degil ama doktor-ilac firmalari arasi bag cok super kuvvetli demek daha dogru olur bence. Cogunlukta olan bir takim paragoz doktorlarimiz sayesinde her naneye anti-depresan kaktiran cok fazla hekim demeye dilimin varmadigi insancik mevcut.
0
ben ruh sağlığı çalışanı olarak bunda tüm etkenlerin toplu olarak değerlendirilmesinden yanayım.
ilk olarak pfizer gibi güçlü şirketlerin sağlık sektöründeki güçlerinin etkisi, daha sonra sağlık sistemindeki doktorlara baskının ve insanların çabuk çözüm bulma isteğinin ve kötüye kullanımınla beraber değerlendirilmesi gerekiyor.
psikolojik rahatsızlıklarda çözüm odaklı çalışıldığında 8 seans terapi ortalaması beklenir. ancak insanlarımızın aceleciliği ve sorunlarını çözmek yerine ertelemeleri anti-depresan kullanımını artıyor.
ayrıca bu ortalamaları cezaevleri yükseltiyor, çoğu hükümlü tutuklu antidepresan kullanıyor.
ilk olarak pfizer gibi güçlü şirketlerin sağlık sektöründeki güçlerinin etkisi, daha sonra sağlık sistemindeki doktorlara baskının ve insanların çabuk çözüm bulma isteğinin ve kötüye kullanımınla beraber değerlendirilmesi gerekiyor.
psikolojik rahatsızlıklarda çözüm odaklı çalışıldığında 8 seans terapi ortalaması beklenir. ancak insanlarımızın aceleciliği ve sorunlarını çözmek yerine ertelemeleri anti-depresan kullanımını artıyor.
ayrıca bu ortalamaları cezaevleri yükseltiyor, çoğu hükümlü tutuklu antidepresan kullanıyor.
0
Doktorların ilaç firmaları ile bağlantısı denilmiş de bu primer bir sebep değil. Bu ancak belli bir ilacın yazılma oranını etkiler. Her hekimin de arasının iyi oldugu farklı bir firma olabilir, ama 5 sene önceye göre bu ilişki neyse şimdi de odur, ilaç yazma oranını değiştireceğini sanmıyorum. (meşru olduğunu söylemiyorum, bence etik değil ama önlenebilir bir durum da değil).
Doktora sistem 10-15 dakikada bir randevu atıyor. 15 dakikada hastanın hangi sorunu anlaşılabilir, hangi sorunun kökenine inilebilir? Hekimlere sorsanız onlar da aldıları eğitimi kullanamamaktan, hastanın sorununu değil semptomları çözmekten şikayetçiler. Doktorun vakti yok, hastanın da özele gidecek parası yok. Hal böyle olunca antidepresan kullanımı artıyor tabii ki.
Diğer yandan yukarıda cezaevleri denilmiş, benim de aklıma fetöden alınanlar geldi. Açığa alınanlar, hapistekiler, bunların anası,babası, eşi, çocugu derken depresyonda olan insan sayısı da arttı.
Doktora sistem 10-15 dakikada bir randevu atıyor. 15 dakikada hastanın hangi sorunu anlaşılabilir, hangi sorunun kökenine inilebilir? Hekimlere sorsanız onlar da aldıları eğitimi kullanamamaktan, hastanın sorununu değil semptomları çözmekten şikayetçiler. Doktorun vakti yok, hastanın da özele gidecek parası yok. Hal böyle olunca antidepresan kullanımı artıyor tabii ki.
Diğer yandan yukarıda cezaevleri denilmiş, benim de aklıma fetöden alınanlar geldi. Açığa alınanlar, hapistekiler, bunların anası,babası, eşi, çocugu derken depresyonda olan insan sayısı da arttı.
0
her gün daha boktan bir güne uyanmamıza bağlıyorum. bir ülkede hiç mi güzel bir şey olmaz ya?
çevremdeki herkes kullanıyor kendim hariç, ben de Alain de Botton ekolünden geldiğim için kendimi idare ediyorum kendi kendime psikoterapi yaparak.
çevremdeki herkes kullanıyor kendim hariç, ben de Alain de Botton ekolünden geldiğim için kendimi idare ediyorum kendi kendime psikoterapi yaparak.
0
(gereksiz) dusunce tiryakisi olmaya bagliyorum.
bu tiryakiyi besleyen teknoloji ve sosyal medya oldugu gorusundeyim. bu tur nimetler, isimize yaramakla beraber, bagimlilik yaratma uzerine yaratilmis.
cevremde depresif insanlarin hepsi de aktif sosyal medya kullanicisi. bence bu artis durumunun sebeplerinden biri teknoloji/sosyal medyadir.
ikinci sebep, dusunce bagimliligidir. farkinda olmadan gereksiz cok fazla dusunce akisi insani gerceklikten alip baska diyarlara goturuyor.
bu tiryakiyi besleyen teknoloji ve sosyal medya oldugu gorusundeyim. bu tur nimetler, isimize yaramakla beraber, bagimlilik yaratma uzerine yaratilmis.
cevremde depresif insanlarin hepsi de aktif sosyal medya kullanicisi. bence bu artis durumunun sebeplerinden biri teknoloji/sosyal medyadir.
ikinci sebep, dusunce bagimliligidir. farkinda olmadan gereksiz cok fazla dusunce akisi insani gerceklikten alip baska diyarlara goturuyor.
0
isvicre rakisi
gitar çalmayı öğrenmek/geliştirmek istiyorum başlıktaki gibi bunun için nasıl bir yol izlemek en iyisi?günlük çalışma saatlerini ayarlamak tamam ama neye çalışmak lazım?bu konuda bilgisi olan paylaşabilecek olana iki tıngırdatırım teşekkür olarak.
gitar çalmayı öğrenmek/geliştirmek istiyorum başlıktaki gibi bunun için nasıl bir yol izlemek en iyisi?
günlük çalışma saatlerini ayarlamak tamam ama neye çalışmak lazım?
bu konuda bilgisi olan paylaşabilecek olana iki tıngırdatırım teşekkür olarak.
günlük çalışma saatlerini ayarlamak tamam ama neye çalışmak lazım?
bu konuda bilgisi olan paylaşabilecek olana iki tıngırdatırım teşekkür olarak.
0
youtube da binlerce tutorial var.
gitar hangisi? klasik, akustik, elektro, perdesiz, perdesiz microtonal, bariton gitar?
gitar hangisi? klasik, akustik, elektro, perdesiz, perdesiz microtonal, bariton gitar?
0
keşke perdesiz microtonali çalabilsem amma akustik ve elektro için soruyordum.
youtube'daki tutoriallardan iyi olanı bildiğin var mıdır peki? zira bana hepsi çok düzensiz geliyor.
youtube'daki tutoriallardan iyi olanı bildiğin var mıdır peki? zira bana hepsi çok düzensiz geliyor.
0
yol yordam belli bu senelerdir değişmedi.
1 parmak egzersizleri
2 gam çalışmak
3 gitara özel teknikler, elektro için, tremolo kolu kullanma, bending, unison bending, pre bending, feedback vb vb gibi teknikler.
her enstruman için böyle, keman olsaydı eğer, yay çekme, parmak egzersizleri, gam, kemana özel teknikler, 1 yaya 1-2-4-8-16-32 nota çalma, staccato, spiccato, pizzicato, vibrato vb vb vb
1 parmak egzersizleri
2 gam çalışmak
3 gitara özel teknikler, elektro için, tremolo kolu kullanma, bending, unison bending, pre bending, feedback vb vb gibi teknikler.
her enstruman için böyle, keman olsaydı eğer, yay çekme, parmak egzersizleri, gam, kemana özel teknikler, 1 yaya 1-2-4-8-16-32 nota çalma, staccato, spiccato, pizzicato, vibrato vb vb vb
0
arkadaş sen herşeyi yapmak istiyorsun ama tahminime göre böyle kendini parçalara böldüğün için gözle görülür bir yol alamıyorsun.
böylesi çok zor olur.
böylesi çok zor olur.
0
yok yahu. bunu öğrenmek istiyorum. diğer klavyeler konusunda piyano ve klavye çalan biriyim zaten. daha önceki sorulardaki klavye olayları sadece production kısmı için doğru aleti aramakla alakalı.
0
Kendini geliştirmek istediğin alan için metod kitabı takip edebilirsin. Kitabı bir yol haritası gibi kullanıp, internetle destekleyebilirsin.
0
mukrime
https://i.0imgur.com/Sdkg9Ka.jpgFotograftaki bitkiye nasil bakmaliyim? sulama sikligi, oda icerisindeki konumu ile ilgili bilgi paylasabilecek birisi var mi? turunun adini da ogrenemedigim icin belki bu konuda tecrubeli birileri bana yardimci olabilir diye dusundum. simdiden tesekkurler!duzeltme: f
i.0imgur.com 
Fotograftaki bitkiye nasil bakmaliyim? sulama sikligi, oda icerisindeki konumu ile ilgili bilgi paylasabilecek birisi var mi? turunun adini da ogrenemedigim icin belki bu konuda tecrubeli birileri bana yardimci olabilir diye dusundum. simdiden tesekkurler!
duzeltme: fotografi ekledim.
Fotograftaki bitkiye nasil bakmaliyim? sulama sikligi, oda icerisindeki konumu ile ilgili bilgi paylasabilecek birisi var mi? turunun adini da ogrenemedigim icin belki bu konuda tecrubeli birileri bana yardimci olabilir diye dusundum. simdiden tesekkurler!
duzeltme: fotografi ekledim.
0
Bu tip bitkiler açık alanda yaşayabilirler. Nasıl bakarsanız bakın kapalı mekanda ömrü uzun olmayacaktır. Dışarıya dikmek için de artık çok geç. Bahara kadar canlı tutabilirseniz mutlu mesut yaşayacağı bir yere dikebilirsiniz.
0
oncelikle saksinin alti delik mi? suladiginiz zaman asagidan cikiyor mu? genelde sus bitkilerine alti kapali ama iyi gozuken saksilar koyuyorlar ondan soruyorum. eger altinda delikler yok ise saksiya direnaj yapmaniz gerekiyor yani saksi ile toprak arasina bosluklu olacak sekilde cakil taslari koymak gibi.
disariya ekmek icin turkiye iklim sartlari icin bile cok gec sanirim, suan disarida 1 haftadan fazla dayanabilecegini sanmiyorum. varsa evinizde gunes alan bi yere koyun (bu saatten sonra olacak gunes zarar vermez zaten), hareket ettirmeyin ve surekli sulayip dibini islak tutmayin. umarim seneye nisan'i gorebilir
disariya ekmek icin turkiye iklim sartlari icin bile cok gec sanirim, suan disarida 1 haftadan fazla dayanabilecegini sanmiyorum. varsa evinizde gunes alan bi yere koyun (bu saatten sonra olacak gunes zarar vermez zaten), hareket ettirmeyin ve surekli sulayip dibini islak tutmayin. umarim seneye nisan'i gorebilir
0
@try again fail again fail better saksinin alti malesef delikli degil. suladigim zaman asagidan su cikmiyor dolayisiyla. ve de ek bir sey, saksidaki topragin en ust katmaninda topraktan baska seyler de var gibi, sanki cira veya minik tahta parcalari diyebilirim. sus amacli mi olduklarini da anlamadim.
su an almanyadayim, burada da hava cok soguk dolayisiyla disari ekersem bence d edayanamaz. zaten amacim iceride tutmakti. cok gunes almiyor bulundugum yer dolayisiyla isik zarar vermeyecektir. sulama sikligini ve saksinin dogru saksi olup olmadigini bilmem onemli bu asamada sanirim. cevap icin tesekkurler.
su an almanyadayim, burada da hava cok soguk dolayisiyla disari ekersem bence d edayanamaz. zaten amacim iceride tutmakti. cok gunes almiyor bulundugum yer dolayisiyla isik zarar vermeyecektir. sulama sikligini ve saksinin dogru saksi olup olmadigini bilmem onemli bu asamada sanirim. cevap icin tesekkurler.
0
Fotoğraf çok net değil. çam benzeri bir süs bitkisi mi, çam fidanı mı tam belli değil. Ama o saksının içinde daha küçük ve plastik ikinci bir saksı olduğunu düşünüyorum ben.
0
Fotoğraf net değil gerçekten. Ladin cinsi türü olsa gerek. Her türlüsü zaten orman ağacı olduğu için soğuğa dayanikli ve susuzluğa alışkın. Arkadaşların dediği gibi drenaj sorunu yoksa cok rahat yaşar, illa ev içinde kalsin diyorsanız tabi.
Topragi tamamen kurumadan su vermeyin. Kurusa bile vermek için acele etmeyin ve 1 cay bardağından fazlasını vermeyin. Ortam sıcaklığı da su rejimi açısından önemli tabi ama onu burdan bilemeyiz. Dışarda olsa sorun olmaz böyle şeyler.
Toprak üstündekiler süs amaciyla koyulmustur ama işlevi olan malzemeler. Dışarıya dikecekseniz gövdenin etrafini bu gibi ağaç kabuğu, çam iğnesi ya da çakıl taşıyla kaplamaniz toprak sıcaklığını korur, başka otlar çıkmasını engeller; dolayısıyla daha sağlıklı gelişmesini sağlar.
Topragi tamamen kurumadan su vermeyin. Kurusa bile vermek için acele etmeyin ve 1 cay bardağından fazlasını vermeyin. Ortam sıcaklığı da su rejimi açısından önemli tabi ama onu burdan bilemeyiz. Dışarda olsa sorun olmaz böyle şeyler.
Toprak üstündekiler süs amaciyla koyulmustur ama işlevi olan malzemeler. Dışarıya dikecekseniz gövdenin etrafini bu gibi ağaç kabuğu, çam iğnesi ya da çakıl taşıyla kaplamaniz toprak sıcaklığını korur, başka otlar çıkmasını engeller; dolayısıyla daha sağlıklı gelişmesini sağlar.
0
neynep
Herhangi bi motorcu mu oluyor gelen? Kuryeler dahil mi? Sisteme katılmayı engelleyen bi şart Bi eleme koşulu var mı? Nasi güvenirsin yahu herhangi bir motorcuya İstanbul trafiğinde? Yani idea olarak çok güzel gerçekten, çok akıllıca Bi icat ama işte.. Siz ne düşünüyorsunuz?
Herhangi bi motorcu mu oluyor gelen? Kuryeler dahil mi? Sisteme katılmayı engelleyen bi şart Bi eleme koşulu var mı? Nasi güvenirsin yahu herhangi bir motorcuya İstanbul trafiğinde? Yani idea olarak çok güzel gerçekten, çok akıllıca Bi icat ama işte.. Siz ne düşünüyorsunuz?
0
Mutlaka arka çantalı motosiklet istiyorlar sisteme dahil ederken, yolcunun geriye düşmesini engellemek ve ekstra ekipman taşıtmak için sanırım.
Sisteme başvurduktan sonra randevuya çağırıp yüzyüze tanışıp motosiklete filan bakıyorlar.
Sürüş hakimiyeti ile ilgili bir güven asla kimse veremez, ama at hırsızı kılıklı birini sisteme dahil etmezler sanırım.
Sisteme başvurduktan sonra randevuya çağırıp yüzyüze tanışıp motosiklete filan bakıyorlar.
Sürüş hakimiyeti ile ilgili bir güven asla kimse veremez, ama at hırsızı kılıklı birini sisteme dahil etmezler sanırım.
0
2 kez denedim sürücler gayet kibar, ben zaten motora bindiğimden abi allah ne verdiyse yardır dedim ve tam bir lunapark şeklinde götürmüştü sürücü beni fakat kendim kaşınmıştım ilginç bir tecrübeydi, sonra denemek için diğer binişimde abi ben korkuyorum sakin git dedim gayet avrupai ve şeridi takip ederek felan sümüştü.
Kısacası size bağlı adamlar müşteriden 5 yıldız koparabilmek için 30 u geçme de geçmez, son sürat de son sürat gider. Sen ne dersen o, iletişim önemli.
Kısacası size bağlı adamlar müşteriden 5 yıldız koparabilmek için 30 u geçme de geçmez, son sürat de son sürat gider. Sen ne dersen o, iletişim önemli.
0
İki kere kullandım. Birinde baya ufak bir motor geldi, sürücünün temin ettiği kaskı kullandım ve hiç rahat/güvenli hissedemedim. İkincisinde comfort seçtim, büyük Vespa'lardan geldi, yanımda da kendi kaskım ve ceketim vardı, daha güvenli bir yolculuktu.
Zorunlu olmadıkça tekrar kullanmam, tanımadığım motorcunun arkasında gitmeyi sevmiyorum. Bir arkadaşım sürekli kullanıyor. Bir de eski işyerimdeki stajyer, okulunda (Bahçeşehir) birçok öğrencinin sürekli kullandığını anlatmıştı.
Edit: her iki sürücüye de "acelem yok, sakin sakin gidelim" demiştim ve öyle gittiler. Ama küçük motorla e5 trafiğinde kalmaktan yine de hoşlanmadım.
Zorunlu olmadıkça tekrar kullanmam, tanımadığım motorcunun arkasında gitmeyi sevmiyorum. Bir arkadaşım sürekli kullanıyor. Bir de eski işyerimdeki stajyer, okulunda (Bahçeşehir) birçok öğrencinin sürekli kullandığını anlatmıştı.
Edit: her iki sürücüye de "acelem yok, sakin sakin gidelim" demiştim ve öyle gittiler. Ama küçük motorla e5 trafiğinde kalmaktan yine de hoşlanmadım.
0
Ben ilk günlerinden beri yoğun olarak kullanıyorum. Başlarda daha seçicilerdi. Şimdi olur olmaz sürücüleri doldurdular. Buna rağmen Taksim'de sürücü bulamamaya başladı. Uygulamayı durup durup güncellemek suretiyle daha da işe yaramaz hale getirmek gibi bir alışkanlıkları var. Aceleniz varken uygulama 15 dk açılmayabilir, sürücü bulamayabilir. Aceleniz varsa bel bağlamayın.
Fiyatları da başta uygundu. Şişirdikçe şişirdiler. Kısacası Scotty yükseliş devrini atladı duraklama ve düşüş evresine geçmekte.
Fiyatları da başta uygundu. Şişirdikçe şişirdiler. Kısacası Scotty yükseliş devrini atladı duraklama ve düşüş evresine geçmekte.
0
4-5 kere kullandım
son kullanışımda ağır denyo bir motorcuya denk geldim, hareket haklindeyken cep telefonundan mesaj yazmaya kalkıştı, çok sert uyardım
bir daha da binmedim
mirty +50 kısaca
son kullanışımda ağır denyo bir motorcuya denk geldim, hareket haklindeyken cep telefonundan mesaj yazmaya kalkıştı, çok sert uyardım
bir daha da binmedim
mirty +50 kısaca
0
ben derse geç kaldığımda dedim bi deneyeyim bakalım. gelen adamın motoru çok güzeldi, aşırı rahattı yani ki motor çağırırken 2 seçenek sunmuştu "normal" ve "rahat" diye galiba. ben normali seçmiştim. adama dedim "abi derse geç kaldım, uçur beni". baya hızlı kullandı ama kullanma şekli güven vermişti bana baya.
0
dont eat me
Zeka mıdır? Evetse neden?Degilse neden, peki baska ne olabilir?Evet hayir deyip gecmeyin plz.
Zeka mıdır? Evetse neden?
Degilse neden, peki baska ne olabilir?
Evet hayir deyip gecmeyin plz.
Degilse neden, peki baska ne olabilir?
Evet hayir deyip gecmeyin plz.
0
Insani insan yapan dusunebilme kabiliyetidir. Dusunen hayvan oldugumuz icin digerlinden ayriliyoruz.
Aslinda insani insan yapan fisne suyu.
Aslinda insani insan yapan fisne suyu.
0
vicdan. vicdan varsa bir insanda, pek çok olumsuz özellik ve davranış kendiliğinden ortadan kalkar zaten.
zekası yüksektir ama vicdan sahibi olmadığı zaman, o zekayı nasıl kullanacağı muamma.
çok duygusal olabilir ama vicdan sahibi değilse duygularının etkisiyle hatalı, başkasını ciddi şekilde kırabileceği davranışlarda bulunabilir.
gibi gibi.
zekası yüksektir ama vicdan sahibi olmadığı zaman, o zekayı nasıl kullanacağı muamma.
çok duygusal olabilir ama vicdan sahibi değilse duygularının etkisiyle hatalı, başkasını ciddi şekilde kırabileceği davranışlarda bulunabilir.
gibi gibi.
0
Ben de tam bu konuyu işliyordum öğrencilerimle. "Human Ingenuity" diye araştırabilirsiniz. Ben zaten bütün hafta bu konuyu konuştuğum için "evet/hayır" diyerek geçeceğim, ama "sizce ne?" diye fikir almak için değil de, gerçekten cevabı bilemediğiniz veya karar veremediğiniz için soruyorsanız, bu konsepti derinleştirmeye çalışabilirsiniz.
0
duygu dediğimiz şey beyin yapısının yeterince kompleks hale geldikten sonra eriştiği nörolojik kapasite sonucu ortaya çıkan biyokimyasal tepkiler. işin ucunda gelişmiş beyin var yani, kabaca zeka. düşünebilme, muhakeme edebilme yeteneği vs. hepsi gelişkin beyin ve nörolojik yapı sayesinde oluyor.
kendi yaşam alanında hayatta kalabilmiş her canlı aslında kendi şartlarına göre çok zekidir. evrim sürecinin tüm "challengelarını" başarıyla atlatabilmiş ve an itibariyle yaşayabiliyorsa bu canlı da belirli bir zeka ve yeteneğe sahiptir. ancak insanoğlunun geliştirdiği zeka bu durumu da aşıp kendi yaşam alanını genişletebilme ve diğer tüm canlılara karşı "üstünlük" sağlayabilme avantajına sebep oldu. bu da insanoğlunun standart bir hayvandan farklı olduğu düşüncesini geliştirmesine neden oldu. "insanı insan yapan" tabiri aslında bunun güzel bir örneği.
tabii ki arada fark var ama ben farklı açıdan yaklaşıp aslında insanı insan yapan şey 2 ayak üzerinde yaşayabilmesidir diyeceğim.
kendi yaşam alanında hayatta kalabilmiş her canlı aslında kendi şartlarına göre çok zekidir. evrim sürecinin tüm "challengelarını" başarıyla atlatabilmiş ve an itibariyle yaşayabiliyorsa bu canlı da belirli bir zeka ve yeteneğe sahiptir. ancak insanoğlunun geliştirdiği zeka bu durumu da aşıp kendi yaşam alanını genişletebilme ve diğer tüm canlılara karşı "üstünlük" sağlayabilme avantajına sebep oldu. bu da insanoğlunun standart bir hayvandan farklı olduğu düşüncesini geliştirmesine neden oldu. "insanı insan yapan" tabiri aslında bunun güzel bir örneği.
tabii ki arada fark var ama ben farklı açıdan yaklaşıp aslında insanı insan yapan şey 2 ayak üzerinde yaşayabilmesidir diyeceğim.
0
Anthropology 101
1- Bipedalizm
2- Karşıt Başparmak
3- Ebeveyn Yatırımı
4- Et diyetine geçiş
5- Ateşin kontrollü kullanımı
6- 3 Boyutlu ve renkli görüş
7- El göz koordinasyonu
8- Sosyal Yaşantı
9- Lisan
1- Bipedalizm
2- Karşıt Başparmak
3- Ebeveyn Yatırımı
4- Et diyetine geçiş
5- Ateşin kontrollü kullanımı
6- 3 Boyutlu ve renkli görüş
7- El göz koordinasyonu
8- Sosyal Yaşantı
9- Lisan
0
insanı insan yapan diğerlerinden bir adım önde olma istemesi, hırstır. binlerce yıl önce bile komün hayatında avlanan hayvanın daha lezzetli, daha iyi tarafını yemek için mücadele etmiştir insan. bu hırstır, bencilliktir. hayvanlarda da öncelik, otorite olayı vardır ama bu daha iyisi olsun diye değil, önce karnını doyurmak, önce çiftleşmek için.
0
yildizi yildiz yapan nedir? gunesi gunes yapan nedir? gezegenleri gezegen yapan nedir?
insan evrenin bir parcasidir. yildizlarin urunuyuz. evrenin sirrini cozun, insani o zaman cozersiniz. insan bunlardan bagimsiz degildir.
insani insan yapan seyin ne oldugunu bilmiyorum. igne deliginden bakip tanim yapmak pek mantikli gelmiyor bana.
insan evrenin bir parcasidir. yildizlarin urunuyuz. evrenin sirrini cozun, insani o zaman cozersiniz. insan bunlardan bagimsiz degildir.
insani insan yapan seyin ne oldugunu bilmiyorum. igne deliginden bakip tanim yapmak pek mantikli gelmiyor bana.
0
youtube'da bbc'nin "what makes us human" adinda kisa videolari var. izlemenizi tavsiye ederim. detayli degil ama iyi.
0
benim bilgime gore, cortex ve consciousness
yani kendinin farkinda olma ve beynin bunu yapabilen kisminin gelismis olmasi.
yani kendinin farkinda olma ve beynin bunu yapabilen kisminin gelismis olmasi.
0
insanı insan yapan kurgulama becerisi ve kurduğu bu kurguya inanmasıdır.
bu sayede zorlukları aşabiliyor, bu sayede birbirimizi (çoğu zaman) boğazlamadan birarada yaşabiliyor, bu sayede belli bir amaç uğruna hareket edebiliyoruz...
yıkıcı yanımızı törpülemek için kurduğumuz uygarlık ve yasalar da hep bu kurgulama becerisinin ürünü.
besin zincirinin tepesinde olmamız ve doğadaki diğer hayvanlarla kıyaslanamayacak kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemizi de gene birarada yaşayabilme hünerimize borçluyuz.
bu sayede zorlukları aşabiliyor, bu sayede birbirimizi (çoğu zaman) boğazlamadan birarada yaşabiliyor, bu sayede belli bir amaç uğruna hareket edebiliyoruz...
yıkıcı yanımızı törpülemek için kurduğumuz uygarlık ve yasalar da hep bu kurgulama becerisinin ürünü.
besin zincirinin tepesinde olmamız ve doğadaki diğer hayvanlarla kıyaslanamayacak kadar rahat ve konforlu bir hayat sürmemizi de gene birarada yaşayabilme hünerimize borçluyuz.
0
speedy
Şunu okuyunca aklıma geldi: https://eksisozluk.com/entry/35468305Çok kullandığım bir kelime değil benim için, ama atıyorum "öğle yemeğine yarımda çıkalım" dendiğinde benim aklıma 12 gelir, bu yarımı siz 12:30 için mi kullanıyordunuz?
Şunu okuyunca aklıma geldi: eksisozluk.com
Çok kullandığım bir kelime değil benim için, ama atıyorum "öğle yemeğine yarımda çıkalım" dendiğinde benim aklıma 12 gelir, bu yarımı siz 12:30 için mi kullanıyordunuz?
Çok kullandığım bir kelime değil benim için, ama atıyorum "öğle yemeğine yarımda çıkalım" dendiğinde benim aklıma 12 gelir, bu yarımı siz 12:30 için mi kullanıyordunuz?
0
12:30. Ancak Saat 12:30'u gösterirken kadran ikiye bölünmez. Yelkovan 6'ya geldiğinde akrep 1'e doğru meyleder. Yani kadranın yarısı durumu geçerli değil. Ancak akrebin 12 ile 1 arasında 0.5'i yani yarımı gösterir pozisyonda olması etkili.
Buradaki mesele, 12'nin aynı zamanda 0 olmasından gelmektedir. 12:30 = 00:30, yani henüz 1. saat tamamlanmamıştır, 00:30 anında saat yarımdır.
Buradaki mesele, 12'nin aynı zamanda 0 olmasından gelmektedir. 12:30 = 00:30, yani henüz 1. saat tamamlanmamıştır, 00:30 anında saat yarımdır.
0
Hiç kullanmadım yanımda da çok seyrek kullanılmıştır hiçbir örnek anımsamadım ama başlığı görür görmez 12:30 diye belirdi kafamda.
Demek bir yerlerden yer etmiş.
Demek bir yerlerden yer etmiş.
0
Etrafimda çok kullanilan bi tabir yarım ve 12.30 evet. Bence saati yukardan aşagi yariya bölmesinden değil, 00.00 ve 01.00 arasinda yarim olmasindan öyle anılıyor. 1 değil yarım yani.
0
attirmayin makedonun kafasini
ben hep merak etmişimdir. şimdi bizde mesela kasideler var, gazel patlatmak var, zor eserlerimiz var, yabancı yetenekli sanatçılar bu eserlerimizi başarıyla icra edebilirler mi? klasik türk müziği'ni zor kılan ya da diğer müziklerden ayıran bir özellik var mı?bir opera sanatçısı bülent ersoy vs. gib
ben hep merak etmişimdir.
şimdi bizde mesela kasideler var, gazel patlatmak var, zor eserlerimiz var, yabancı yetenekli sanatçılar bu eserlerimizi başarıyla icra edebilirler mi? klasik türk müziği'ni zor kılan ya da diğer müziklerden ayıran bir özellik var mı?
bir opera sanatçısı bülent ersoy vs. gibi patlayabilir mi? örnekleri var mı?
teşekkürler...
şimdi bizde mesela kasideler var, gazel patlatmak var, zor eserlerimiz var, yabancı yetenekli sanatçılar bu eserlerimizi başarıyla icra edebilirler mi? klasik türk müziği'ni zor kılan ya da diğer müziklerden ayıran bir özellik var mı?
bir opera sanatçısı bülent ersoy vs. gibi patlayabilir mi? örnekleri var mı?
teşekkürler...
0
zor eserlerden bahsediyorum. maccrimmon'un okuduğu eserler gayet sakin, yumuşak eserler.
ben bülbül kasidesi'nden, bakmıyor çeşmi siyahım'dan, bunlar gibi kafa patlatmalı, bağırmalı, kastırmalı eserlerden bahsediyorum.
ve biraz daha açıklayıcı bir cevap rica ediyorum.
ben bülbül kasidesi'nden, bakmıyor çeşmi siyahım'dan, bunlar gibi kafa patlatmalı, bağırmalı, kastırmalı eserlerden bahsediyorum.
ve biraz daha açıklayıcı bir cevap rica ediyorum.
0
Brenna nireee Klasik Türk Müziği niree :D Brenna'nın yaptığı müzik çıtır çerez.
Sanıyorum bir adaptasyon süreci ve etüd süreci yaşamadan hakkını vererek okuyamazlar. Tam olarak sistemli bir müzik olmadığı için kulak dolgunluğu, alışkanlık, usta çırak meşkleri vs şeklinde insanın kafasında oturan bir müzik. Hüzzam bir eseri notadan bakıp da okuyamazlar mesela, hüzzamdaki çeşit çeşit mi notada çeşit çeşit yazılmıyor.
Geçenlerde İstanbul Üniversitesi'nde Derya Türkan'ın bir söyleşisine katılmıştım. Orada caz, klasik musikinin cazla ilişkisi vs üzerine sorular gelmişti. Bir noktada Derya Bey cazın da Türk Müziği gibi usta çırak ilişkisiyle ilerlediğini, yıllar süren bir "o müziğin içinde olma" sürecinin gerekliliğini anlatmıştı.
Haa, yabancı derken, Yunan, Bulgar gibi kardeşlerden rahatlıkla becerebilecekler çıkar. Ama Bu müziğin temas etmediği coğrafyalardan insanlar için sorduğunu varsayarak cevapladım.
Velhasıl, belki basit eserleri tad verecek şekilde icra edebilirler. Fakat harbici eserleri adam akıllı, hakkını vererek okumak pazartesiden perşembeye olacak bir iş değil.
Sanıyorum bir adaptasyon süreci ve etüd süreci yaşamadan hakkını vererek okuyamazlar. Tam olarak sistemli bir müzik olmadığı için kulak dolgunluğu, alışkanlık, usta çırak meşkleri vs şeklinde insanın kafasında oturan bir müzik. Hüzzam bir eseri notadan bakıp da okuyamazlar mesela, hüzzamdaki çeşit çeşit mi notada çeşit çeşit yazılmıyor.
Geçenlerde İstanbul Üniversitesi'nde Derya Türkan'ın bir söyleşisine katılmıştım. Orada caz, klasik musikinin cazla ilişkisi vs üzerine sorular gelmişti. Bir noktada Derya Bey cazın da Türk Müziği gibi usta çırak ilişkisiyle ilerlediğini, yıllar süren bir "o müziğin içinde olma" sürecinin gerekliliğini anlatmıştı.
Haa, yabancı derken, Yunan, Bulgar gibi kardeşlerden rahatlıkla becerebilecekler çıkar. Ama Bu müziğin temas etmediği coğrafyalardan insanlar için sorduğunu varsayarak cevapladım.
Velhasıl, belki basit eserleri tad verecek şekilde icra edebilirler. Fakat harbici eserleri adam akıllı, hakkını vererek okumak pazartesiden perşembeye olacak bir iş değil.
0
İşin bir de tavır boyutu var. Ondan da bahsetmeden geçmeyelim. Yine bu coğrafyalarda haşır neşir olunan, mikrotonal müzikte ortaklıklarımızın söz konusu olduğu Arap, Ermeni müziklerinden hanendeler ya da sazendeler de Türk Müziğini hakkını vererek icra edemeyeiblirler. Tabi ki eserine bağlı. Aynı şekilde Türk icracılar da diğerlerinin hakkını veremeybilir. Müziklerimiz benzerdir fakat ufak tefek nüansları vardır. Hatta yurtiçinde bir takım icraları bölgesinin dışında dinleyebilmek de zordur. Elazığ usulü hüseyni bir uzun havayı Elazığ'da dinlemenizi öneririm (muhabbet halk müziğine dönmeye başladı ama bunlar girift alanlar). Neredeyse şiveyi bile usule, tavıra dahil edebiliriz.
Yahut Konya Kaşık havaları, oyun havaları söyleyen lokal icracılardaki tadı, aynı eseri okuyan başka bölgeden insanlarda yakalayamazsınız. Kafaları patlatacak kadar zorlayarak tizlere çıkmaları vs... Teke Yöresi için durum aynı. Örnekler çoğaltılabilir.
Bu tadları veren ögeleri notasyonla, sistemle halledemezsiniz. Yıllarca müziğin içinde debelenip içinize, ruhunuza, zihninize sinince icraya yansır. Kafanızda duyabilmeye başladıkça yerini bulur.
Yahut Konya Kaşık havaları, oyun havaları söyleyen lokal icracılardaki tadı, aynı eseri okuyan başka bölgeden insanlarda yakalayamazsınız. Kafaları patlatacak kadar zorlayarak tizlere çıkmaları vs... Teke Yöresi için durum aynı. Örnekler çoğaltılabilir.
Bu tadları veren ögeleri notasyonla, sistemle halledemezsiniz. Yıllarca müziğin içinde debelenip içinize, ruhunuza, zihninize sinince icraya yansır. Kafanızda duyabilmeye başladıkça yerini bulur.
0
Bir de usuller ve velveleleri meselesi var. Her şeyin üzerine kurulduğu temel. Onu da başka zaman konuşuruz :D
0
yoo şimdi konuşalım, ayrıca buradan yazıyorum ki eğer yıllar sonra da merak eden olursa buradan okusun.
bir türk mesela yabancıların eserlerini okumakta ne kadar zorluk çekebilir?
ibrahim tatlıses'in o sole mio'yu söylemesi bence harika bir olay. keşke daha özenli söylese ve internette yayınlansa bu videolar.
ama örneğin bir muazzez abacı veya bir kibariye, örnekleri bilerek böyle seçmemdeki amaç sanıyorum malumdur, nessun dorma'yı hakkıyla okuyabilir mi? bence kibariye çok güzel okur. muazzez abacı'nın sesi belki uygun değildir bu eser için ama örnekler çoğaltılabilir.
ne diyebiliriz bu konuda?
bir türk mesela yabancıların eserlerini okumakta ne kadar zorluk çekebilir?
ibrahim tatlıses'in o sole mio'yu söylemesi bence harika bir olay. keşke daha özenli söylese ve internette yayınlansa bu videolar.
ama örneğin bir muazzez abacı veya bir kibariye, örnekleri bilerek böyle seçmemdeki amaç sanıyorum malumdur, nessun dorma'yı hakkıyla okuyabilir mi? bence kibariye çok güzel okur. muazzez abacı'nın sesi belki uygun değildir bu eser için ama örnekler çoğaltılabilir.
ne diyebiliriz bu konuda?
0
Cheesy ve entertainment sektöre yönelik ürünler ortaya koymak amaçsa hepsi hepsini okur kendince. Benzetir yani. Yer yer eserin hakkınca, yer yer kendi yetenekleri ve alışkanlıklarına göre uyarlayarak harmanlarlar, güzel de işler ortaya çıkar. Ama bizimkiler o tarafın, onlar bizim tarafın hakkını vererek okuyacaksa çoooook zor. İki tarafa da yeterince hakim bir koç eşliğinde çalışma sonucu eser bazında iyi sonuç alınabilir.
Ancak bu isimler de işi gavurlara göre çok daha kolay kıvıracaktır mutlaka.
Ayrıca mesele Klasik Türk Müziğiyse Muazzez, Kibariye, İbo vs de çalışmadan her eseri icra edemez. Klasik Türk Müziği hanendeliği ile TSM, THM, Fantezi, Arabesk vokal icrası yer yer örtüşse de farklı alanlar, farklı disiplinler, farklı okullar.
Ancak bu isimler de işi gavurlara göre çok daha kolay kıvıracaktır mutlaka.
Ayrıca mesele Klasik Türk Müziğiyse Muazzez, Kibariye, İbo vs de çalışmadan her eseri icra edemez. Klasik Türk Müziği hanendeliği ile TSM, THM, Fantezi, Arabesk vokal icrası yer yer örtüşse de farklı alanlar, farklı disiplinler, farklı okullar.
0
Bence İbo'nun O Sole Mio performansı yıldızının parladığı dönemin gazıyla, cahil cesaretiyle girişilmiş bir iş. O Sole Mio dinlemekten hoşlanacak kitleye dğeil, İbo'nun kitlesine yönelik bir iş. İbo'nun kitlesine vay be dedirtmek, hayranlık farmlamak, İbo'nun sesini övecek magazin malzemesi çıkarmakmış gibi geliyor bana asıl amaç.
0
ovungec zeus
Sinemaya ilgim var, ilgili bir izleyiciyim. Bu ilgimi bir adım daha ilerletip kendi çapımda senaryo yazmak istiyorum. Senaryo yazım formatı, teknikleri,ipuçları nelerdir öğrenmek istiyorum. Önerileriniz nelerdir?
Sinemaya ilgim var, ilgili bir izleyiciyim. Bu ilgimi bir adım daha ilerletip kendi çapımda senaryo yazmak istiyorum. Senaryo yazım formatı, teknikleri,ipuçları nelerdir öğrenmek istiyorum. Önerileriniz nelerdir?
0
güzel kitaplar var. turgut özakman'ın kitabı vardı sanıyorum. güzel kitap önerileri gelecektir.
0
önemli olan senaryo değil, hikaye yazabilmek, karakter tasarlayabilmek, hikayenin altmetnini oluşturabilmektir. senaryo, hazır hikayenin en son aşamasıdır. senaryodan önce hikaye yazmayı öğrenmeniz gerekir. yoksa senaryonun teknikleri, yazılışları bellidir. elindeki hikayeyi alıp senaryoya uygun hale getirirsin. işe sondan değil, baştan başlamanız gerek.
0
bugisme
üniversitede herkes gibi bir hevesle gitar alıp, almışken de iyisi olsun diyip elektro akustik bir gitarla hiçbir eğitim ders almadan kendi çabamla sadece akor basmayı, ufak tefek arpej ve ritim atmayı öğrenmiştim (pena kullanmayı bilmem) sonra tellerin sert olması, seviyemin yerinde sayması ve zor
üniversitede herkes gibi bir hevesle gitar alıp, almışken de iyisi olsun diyip elektro akustik bir gitarla hiçbir eğitim ders almadan kendi çabamla sadece akor basmayı, ufak tefek arpej ve ritim atmayı öğrenmiştim (pena kullanmayı bilmem) sonra tellerin sert olması, seviyemin yerinde sayması ve zor gelmesi sebebiyle gitarı satıp bırakmıştım.
aradan 10 yıl geçti. yani baya bir süre. bu sürede eski istekler dürtmeye başladı. bu sefer arkadaş gurubu ile kursa yazılmayı planlıyorum. çıkabileceğim rakamlar 1.5k maksimum. ikinci el de olabilir. öncelikle bana hangi tür( klasik-akustik- büyük-küçük vs) gitar ve hangi model gitar tavsiye edersiniz?
kolay çalınsın, ellerimi yormasın, sahne performansı yapmayacağım sadece öğrenip çalmak istiyorum. bana net marka model verirseniz çok ama çok sevinirim.
aradan 10 yıl geçti. yani baya bir süre. bu sürede eski istekler dürtmeye başladı. bu sefer arkadaş gurubu ile kursa yazılmayı planlıyorum. çıkabileceğim rakamlar 1.5k maksimum. ikinci el de olabilir. öncelikle bana hangi tür( klasik-akustik- büyük-küçük vs) gitar ve hangi model gitar tavsiye edersiniz?
kolay çalınsın, ellerimi yormasın, sahne performansı yapmayacağım sadece öğrenip çalmak istiyorum. bana net marka model verirseniz çok ama çok sevinirim.
0
pearl jam eddie wedder en sevdiğim sanatçı, yani çok da akdeniz akşamları modunda değilim ama cin olmadan adam çarpamam, bir kere burnum sürttü çünkü, ashton marka bir akustik gitar aldım, ellerim kanadı yerimde saydım. eğer akustik alacaksam yakın ve yumuşak olmalı sap tel vs.. ha hiç yoksa öyle gitar piyasada mecbur klasik alacağım :(
0
ne tür gitar icra etmek istiyorsan ona yönel. akustik istiyorum ama klasikle başlayayım düşüncesi yaygın bir yanlış. hepsinin icrası farklı yaklaşım ve teknikler üzerine inşa edilmiş. Her gitarda sonuç verecek tek bir çalım yok yani.
Parmaklar su toplar, patlar, kanar, nasırlaşır. Bu iş böyledir. Bunun çaresi gitar türü değiştirmek değildir. Çok zorlanıyorsan daha ince teller kullanabilirsin. Ama alacağın gitarın stock tellerine çok uzak kalınlıklarda tel kullanacaksan bir lütiyeye danış.
Parmaklar su toplar, patlar, kanar, nasırlaşır. Bu iş böyledir. Bunun çaresi gitar türü değiştirmek değildir. Çok zorlanıyorsan daha ince teller kullanabilirsin. Ama alacağın gitarın stock tellerine çok uzak kalınlıklarda tel kullanacaksan bir lütiyeye danış.
0
for day to break
yeterli de biz mi kullanamıyoruz, avrupa ülkelerinin dilleri daha mı zengin ne, onlar daha güzel anlaşıyorlar bizler pek iletişim kuramıyoruz gibi...
yeterli de biz mi kullanamıyoruz, avrupa ülkelerinin dilleri daha mı zengin ne, onlar daha güzel anlaşıyorlar bizler pek iletişim kuramıyoruz gibi...
0
ülkeleri "kendi dilinde okuduğunu anlama" konusunda sıralamışlardı. olduğumuz sıra kötü.
dilde sıkıntı yok +1.
dilde sıkıntı yok +1.
0
Her ne kadar ilk yorum sorunuza güzel bir örnek gibi gelse de tek başına yeterli değil :) Her dilde küfür ve argo vardır.
Ben dilimizin güzel olduğunu düşünüyorum. Ismet Özel, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş, Cemal Süreya, Turgut Uyar... dilimiz güzel olmasaydı, olmazlardı.
Ihsan Oktay Anar, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk... onlar da yeterli olmasaydı olmazlardı.
Ben dilimizin güzel olduğunu düşünüyorum. Ismet Özel, Ahmet Erhan, Şükrü Erbaş, Cemal Süreya, Turgut Uyar... dilimiz güzel olmasaydı, olmazlardı.
Ihsan Oktay Anar, Vedat Türkali, Yaşar Kemal, Orhan Pamuk... onlar da yeterli olmasaydı olmazlardı.
0
Dilin zenginliğini günlük hayatta aramak çok mantıklı değil zaten çıkış noktanızda mantık yok. Avrupa ülkeleri gündelik yaşamı ortalama kaç kelimeyle geçiriyor bizle aralarında dağlar kadar fark mı var da böyle bir kompleks edindiniz?
0
Dilin zenginliği gündelik hayat dahil her katmanda aranmalı. Hayatın ta kendisi gündelik hayat. Dili haiz olduğun kadar zihnini haizsin. Dilde ne kadar mahirsen, insanlığında o kadar mahirsin. İnsan zihninde gündelik hayat şarteli yoktur. Şarteli açınca başka kapatınca başka bir zihinsel duruma geçiş yapamazsın. Dil kaygısını, dilin zenginliği kaygısını yaşayan insan ekmek alırken de, edebiyat eseri kaleme alırken de aynı derinlikte bir dil programı yürütür. Aksi antropolojik olarak mümkün değildir.
Günlük hayatta dilin zenginliği yoktur / ihtiyaç yoktur savı akıl tembelliği ambalajıdır.
Günlük hayatta dilin zenginliği yoktur / ihtiyaç yoktur savı akıl tembelliği ambalajıdır.
0
Yetersiz dil diye bir kavram yok ki. 100 kelimelik bir dilin varolduğunu düşünelim. Onu da sadece 100 kelimeye ihtiyacı olan insanlar üretmişlerdir. Daha fazlası ya da azından söz etmek mümkün değil. İhtiyaca göre her gün şekil değiştirerek ilerliyor dil.
Avrupa ülkelerinin dilleri, hep birden incelenecek diller de değiller. Bükümlüsü var, Türkçe gibi eklemeli dili var. Dil aileleri ve dillerin sınıflandırılması diye küçük bir arama yaparsanız, göreceksiniz Avrupa’daki çeşitliliği de.
İletişim niye güzel başkalarında, ne demek istendi bu yorumla, ben çok anlayamadım. Birbiriyle güzel anlaşmaktan kasıt aslında medeni olmak mı, başka bir şey mi?
Avrupa ülkelerinin dilleri, hep birden incelenecek diller de değiller. Bükümlüsü var, Türkçe gibi eklemeli dili var. Dil aileleri ve dillerin sınıflandırılması diye küçük bir arama yaparsanız, göreceksiniz Avrupa’daki çeşitliliği de.
İletişim niye güzel başkalarında, ne demek istendi bu yorumla, ben çok anlayamadım. Birbiriyle güzel anlaşmaktan kasıt aslında medeni olmak mı, başka bir şey mi?
0
Bir de, dilde yetkinlik, dili iyi seviyede kullanma konuları aslında Türkçe kullanıcıları için çok sorun oluşturmuyor. Göze batan hatalar yapmıyor mesela yeni konuşmaya başlayan çocuklar. Kuralllar genelde işlediğinden (biz farkında olmadan), istisnalar da az olduğundan, mesela geçmiş zamanı bir kez doğru çekimlediyse çocuk, devamı da doğru geliyor. Dilde yetkinlik bazı dil kullanıcıları için artı on yaşa tekabül ediyor. Tabii, sonra sosyal etkenlerle günde 50 kelime ile konuşursunuz, o ayrı.
0
dendigi gibi iletisim icin yetersiz dil yoktur. dil ihtiyaclara gore gelisir ve degisir. iletisim icin yeni kavramlara, ifadelere ihtiyac oldukca dil de bunlari kapsayacak sekilde gelisir. zenginlik acisindan bakarsak o da aslinda yine ihtiyaclara gore sekillenir. kar'i (kisin yagan kar) tanimlamak icin Isvecce'de 25, Izlandaca'da 46 farkli kelime mevcut. simdi bu bu dillerin daha zengin oldugunu mu gosterir? yoksa oradaki ihtiyaclara ve cevre sartlarina gore dilin evrildigini mi?
avrupa dillerinde genelde kolay gelsin, gecmis olsun, cok yasa, afiyet olsun gibi, bizim dilimizde cokca kullanilan ve bizim icin cok dogal olan terimlerin birebir karsiligi yok. bu da turkce'nin zenginligi ve bizim kulturumuzdeki kibarliktan ve aile/sosyal cevrenin oneminden gelen bir ihtiyac bence
avrupa dillerinde genelde kolay gelsin, gecmis olsun, cok yasa, afiyet olsun gibi, bizim dilimizde cokca kullanilan ve bizim icin cok dogal olan terimlerin birebir karsiligi yok. bu da turkce'nin zenginligi ve bizim kulturumuzdeki kibarliktan ve aile/sosyal cevrenin oneminden gelen bir ihtiyac bence
0
Avrupa dilleri kadar kıytırığı az bulunur.
Danimarka'da bir köyden öbürüne git konuşulan dil değişiyor, Danca diye tek bir dil yok düşün.
Stockholm'de öğrendiğin İsveççe Malmö'de geçmiyor, anlamıyorsun Skånska falan.
Bu söylediklerim muhtemelen Baltık ülkeleri için de geçerli.
Türkçe gibi zengin dil mi var la batıda:)
Türkçe'deki duygu durumunu anlatacak yazılı sözlü o kadar çok şey var ki.
İsveç'te hala millet birbirine sinirlenince Fucking shit, fuck you falan diyor adamların küfürleri bile yetersiz, o duygu durumunu anlatmaya müsait değil.
Dilimizin estetiği de kötü değil kesinlikle. Bir Almanca, bir Danca'ya bak bir de Türkçe'ye.
Ha bu şu demek değil; herkes mükemmel Türkçe konuşuyor veya kendisini harika ifade ediyor ya da Türkiye'nin dil eğitimi iyi falan... alakası yok.
Ama uğraşana, kafa yorana bizim dil çok zengin. Fransızca'dan Farsça'ya kadar da etkileşimi var.
Danimarka'da bir köyden öbürüne git konuşulan dil değişiyor, Danca diye tek bir dil yok düşün.
Stockholm'de öğrendiğin İsveççe Malmö'de geçmiyor, anlamıyorsun Skånska falan.
Bu söylediklerim muhtemelen Baltık ülkeleri için de geçerli.
Türkçe gibi zengin dil mi var la batıda:)
Türkçe'deki duygu durumunu anlatacak yazılı sözlü o kadar çok şey var ki.
İsveç'te hala millet birbirine sinirlenince Fucking shit, fuck you falan diyor adamların küfürleri bile yetersiz, o duygu durumunu anlatmaya müsait değil.
Dilimizin estetiği de kötü değil kesinlikle. Bir Almanca, bir Danca'ya bak bir de Türkçe'ye.
Ha bu şu demek değil; herkes mükemmel Türkçe konuşuyor veya kendisini harika ifade ediyor ya da Türkiye'nin dil eğitimi iyi falan... alakası yok.
Ama uğraşana, kafa yorana bizim dil çok zengin. Fransızca'dan Farsça'ya kadar da etkileşimi var.
0
Ha bir de İsveççe'de 25 tane farklı kar kelimesi yok. Çeşit çeşit kar var hepsinin tipi var. Hepsinin de adı "snö". Brunsnö, gulsnö, mjuksnö, fluffigsnö vb bir de fryst var donmuş yani.
Bizde de yumuşak kar dersin, sert kar dersin, lapa kar dersin. Buz dersin, kırağı dersin. Öyle bir zenginlik yok yani.
Bizde de yumuşak kar dersin, sert kar dersin, lapa kar dersin. Buz dersin, kırağı dersin. Öyle bir zenginlik yok yani.
0
Eğitim iyi olmadığı için ifade gücü üst düzey olan Türkçeyi iyi kullanamadığımızı düşünüyorum. Ferrarimiz var ama ehliyetimiz yok gibi.
0
1984'te, insanların "Düşünmesini" engellemek için yapılan en büyük atılım, dili basitleştire basitleştire bir zaman sonra insanların olumsuz bir şey düşünmesinin önüne geçmekti. Misal mutlu kelimesinin bir karşılığı olmuyordu, mutsuz yerine -mutlu çok mutlu demek yerine de mutlu+ çok çok mutlu yerine mutlu++ gibi bir kelime kullanıyorlardı, yani böyle böyle cümle kurmayı imkansız hale getiriyorlardı. Cümle kuramayınca da bunun düşüncelere yansıyacağını; bireylerin olumsuz bir şey düşünülemeyeceğini, düşünemeyince de devlet adına olumsuz bir şey yapamayacaklarını düşünüyorlardı. Bizdeki durum mesela tam tersi; her konu için birden fazla kelime var aynı konuyu pek çok şekilde anlatabiliyorsun, dilini kullanabiliyorsan metaforlar alegoriler alabildiğince derya deniz fakat Alman bi adama bakıyorsun "Sabah erken kalkıp elde çorap halının desenlerini incelerken" cümlesini tek bir kelimeyle açıklayacak bir şey buluyor, asıl yetersizlik bu bence bizim dil baya baya zengin bu anlamda.
0
joker hakki
Taksim civarından toplu taşıma ile nasıl ulaşırım?
Taksim civarından toplu taşıma ile nasıl ulaşırım?
0
Maskoya nasıl ulaşacağını bulursan karşı karşıyalar, haberin olsun. İETT'nin oraya nasıl giderim mantığı da iş çözer.
Ben merak edip baktım ama @renegade yazmış, 89C.
Ben merak edip baktım ama @renegade yazmış, 89C.
0
Sağolsun arkadaşlar. Raylı sistem varmış sanırım civarda, raylı sistemle mümkün değil mi?
0
Taksimden Yenikapı, oradan kirazlı oradan Ziya Gökalp mahallesi. Ben olsam Harbiye’den oturur giderim. Toplam 3 aktarma 4 biniş oluyor öbür türlü
0
M2 ye bin m1 e geç, m3e geç m3 ün diğer koluna geç derken totalde otobüs hızlı gider
0
boyalı kuş
sb.
sb.
0
ontheroad
Kontratta üfe tutarına göre hesaplanır yazıyor. Kiracı şu anda 1500 liraya oturuyor. İnternette aratınca 200-250 tl falan yazmışlar. Kaç lira artırmak lazım bu durumda. Bir de ilk ay depozito almamıştım taşınma, ıvır zıvır masrafı diye zor durumda kalmayalım demişlerdi. Şimdi yeni kontrat yaparken d
Kontratta üfe tutarına göre hesaplanır yazıyor. Kiracı şu anda 1500 liraya oturuyor. İnternette aratınca 200-250 tl falan yazmışlar. Kaç lira artırmak lazım bu durumda. Bir de ilk ay depozito almamıştım taşınma, ıvır zıvır masrafı diye zor durumda kalmayalım demişlerdi. Şimdi yeni kontrat yaparken depozito istesem tuhaf olur mu?
0
Kaç yıldır hiçbir ev sahibim tam olarak o orana göre zam yapmadı, ben de kiracıma o oranda zam yapmadım, yapamam da. Ekonomi böyleyken o derece zam yapmaya yüzüm olmaz. Her zaman 50-100 tl zam yapıldığını gördüm, duydum çevremden.
Depozito mevzusunu bilemedim.
Depozito mevzusunu bilemedim.
0
100 lira arttır abi. O internette yazanlara bakma. Kimse o nette yazanlara göre artış yapmıyor. Bunu adeti 100 liradır.
0
kitaba uygun olan üfe, ama pratikte hak olan tüfe üfe ortalamasıdır.
günümüz şartlarında yüzde 18 iyidir. 1750
günümüz şartlarında yüzde 18 iyidir. 1750
0
1600tl yeterli. eger yeni boyalı, tertemiz bir ev teslim ettiysen depozito alman mantıklı. evin boyası vs icin istiyorum dersin, taksite bolunebilir.
0
Kiracıyım, 1350-->1450 yaptık. Önümüzdeki sene 1500 yapmaya çalışacağım. Maaşlara üfe oranında zam gelmiyor sonuçta.
0
düzenli kirasını ödüyorsa, herhangi bir sorunun yoksa 100 lira yeterlidir. ama kirada sorun yaşatıyorsa efe/tüfe oranına göre yap.
0
Kontratta yazan ÜFE, "Maksimum" zam oranıdır. Şu "kontratta ne yazıyorsa odur." diyenlere şaşıyorum valla. Ben olsam, 100TL fazla alacağım diye, düzenli bir kiracıyı zora sokmazdım. Dünya kadar ev, aylarca bomboş, kiracı bekliyor. Bir dairenin, sadece bir ay boş kalması bile, ev sahibini, aylık oranda, yapabileceği maksimum zamdan daha büyük zarara sokar.
1600 bence de yeterli olur.
1600 bence de yeterli olur.
0
bu konu sıkıntılı baya. işin bir de ev sahibi tarafı da var. kısa vadede 1600 ya da 1700 önemli değil ama uzun vadede ev piyasanın altında kalıyor. mesela 1000 liralık ev düşün. her yıl enflasyon ortalam %15 desen kira şöyle artacak. 1000-1150-1222-1405-1615-1857 oluyor.
her yıl 100 lira zam yaparsan 1000-1100-1200-1300-1400-1500 lira oluyor. başlangıçta 50 lira olan fark uzun vadede 350 liraya çıkıyor. bu da ev sahibini mağdur ediyor. aslında bu oranın altında zam yapmak durduk yere indirim yapmak oluyor. ama toplumda böyle bir algı yok.
her yıl 100 lira zam yaparsan 1000-1100-1200-1300-1400-1500 lira oluyor. başlangıçta 50 lira olan fark uzun vadede 350 liraya çıkıyor. bu da ev sahibini mağdur ediyor. aslında bu oranın altında zam yapmak durduk yere indirim yapmak oluyor. ama toplumda böyle bir algı yok.
0
sarcophagidae
Herkese merhaba, Uzun yıllar önce elektro gitar çalıyordum ancak iş güç derken neredeyse unuttum gitarı. Bir heves yeniden başlamak istiyorum ama hangi gitarı alacağıma karar veremedim. Gönül Satriani ve Steve Vai etkisiyle Ibanez istiyor ama biraz pahalı. Setler hakkında bir bilgim yok, sizce bunla
Herkese merhaba,
Uzun yıllar önce elektro gitar çalıyordum ancak iş güç derken neredeyse unuttum gitarı. Bir heves yeniden başlamak istiyorum ama hangi gitarı alacağıma karar veremedim. Gönül Satriani ve Steve Vai etkisiyle Ibanez istiyor ama biraz pahalı. Setler hakkında bir bilgim yok, sizce bunlar işimi görür mü veya farklı bir öneriniz var mı?
www.muzikenstrumani.com
www.do-re.com.tr
2500 lirayı geçmek istemiyorum. :)
Uzun yıllar önce elektro gitar çalıyordum ancak iş güç derken neredeyse unuttum gitarı. Bir heves yeniden başlamak istiyorum ama hangi gitarı alacağıma karar veremedim. Gönül Satriani ve Steve Vai etkisiyle Ibanez istiyor ama biraz pahalı. Setler hakkında bir bilgim yok, sizce bunlar işimi görür mü veya farklı bir öneriniz var mı?
www.muzikenstrumani.com
www.do-re.com.tr
2500 lirayı geçmek istemiyorum. :)
0
fender al rahatla hocam sıkılırsan hemen satarsında
bende parker p-36 vardı ne güzel gitardı
www.muzikenstrumani.com
bende parker p-36 vardı ne güzel gitardı
www.muzikenstrumani.com
0
Bu parayı affinity strata vereceğine temiz meksika fender bul ikinci el.
Mümkünse modifiyesiz bulursan kafan rahat olur. Ufak tefek bakım gerektirirse yaptırırsın.
Zaten gitarın eskisi makbuldür.
örnek: www.sahibinden.com
Mümkünse modifiyesiz bulursan kafan rahat olur. Ufak tefek bakım gerektirirse yaptırırsın.
Zaten gitarın eskisi makbuldür.
örnek: www.sahibinden.com
0
gitarın eskisi makbuldür diyemeyiz tam olarak. Düzgün eskitilmiş, çalınarak eskitilmiş gitarlardan kafaya göre gitar bulabilme imkanı vardır diyelim. Eski gitar iyidir, ağacı iyi kurumuş olur gibi bir bilgi dolaşır ortamlarda. Bu bir nebze doğrudur ancak ne kadar kuru ağaç o kadar iyi gitar demek değildir zira gitarların ağaçlarının belli bir nem aralığında olması makbuldür. yani daha kurusu çatlar, daha nemlisi "çalışır" yani yamulur, şişer, atar vs... Eski gitarların değerli olmasının, eski gitarların sesinin daha güzel olmasıyla doğrudan ilişkili olmaması hakkında, memleketimizin gururu lütiyemiz Erdem Koca'nın youtube videolarını inceleyebilirsiniz.
Gelelim 2500'e kadar gitarlara;
Set almanı önermem. Onu zaten bir seçenek olarak değerlendirme.
Bu enstruman, çoğu enstrumana göre masraflı, uğraştıcı, iyi tonlar, iyi soundlar için çok vakit, emek, sabır, azim isteyen bir enstruman (Neyzen bir arkadaşıma çok özeniyorum, 250 gr bile değil enstrumanı, pedalı yok amfisi yok, takıyo sırtına oklavayı istediği yerde üflüyor :D Elektrik gitar dertli bir enstruman).
Tırı vırı bi amfiyle çalacaksan 2500 liralık ya da 1000 liralık gitarın farkını hissedemeyebilirsin. Alacağın enstruman tüm esntrumanlar içinde tonal yelpazesi belki de en geniş enstruman, yani gitar haricindeki ekipmanların da son derece önemli. 2500 yalnızca gitar için bile - özellikle günümüz Türkiye'sinde - "iyi gitar" segmentine anca yanaşıyor, tam olarak karşılamıyor bile. Daha bunun pedalını, prosesörünü, preamfisini geçtim, en azından amfisi var. Yalın gitar + amfi için, gitar dünyasında ortalama seviyede tatmin edici bir sonuç için nereden baksan 7000-8000 tl bayılman lazım.
Ha yok, ben evde tıngır mıngır kendimi eğleyeceğim, sound derdim yok, gitarın kondisyonunda devamlılık beklemiyorum, evde aldığım soundu sahnede, jamde, orda burda alamadıkça kafayı yemem diyorsan, lütiyere giderim sık sık, lütiye besleyecek param var diyorsan ya da ben ufak tefek sıkıntıları zaten hissetmem diyorsan (gitarım taş gibi hiçbir problemim yok maşşallah diyen tiplerin gitarları ele alınacak gibi olmuyor bazen) 2500'e tipi hoşuna giden, amfiye bağlamadan akustik sesi hoşuna giden, amfili soundu hoşuna giden bir gitarı al gitsin. Ama ciddi uğraşacaksan bu işle, zamanla üzüleceksin.
Ben bu işi ciddiye alıyorum, iyi sesler, iyi icra gibi hedeflerim var, soundu önemsiyorum, bu uğraşı hayatımın ciddi bir yerlerine koyacağım diyorsan para biriktir.
İkinci el gitar almak düşündürücü olsa da mecbur kalabiliyor insan, mutlaka ama mutlaka bir bilenle git gitarı almaya. Gitarlar ne gibi kronik sıkıntılar çıkarır bunu bilen, tecrübe etmiş bir insanla git. 5 dk'da oldu bitti hayırlı olsuna getirmelerine izin vermeyin. Bir süre çaın, gitarla vakit geçirin. Gitar işi ince iştir, saddle'daki ufak bir saçmalık, nut'taki hafif bir eğim vs vs vs büyük sonuçlar doğurur. Gitarla bir süre vakit geçirmeden bunları farketmeyebilirsiniz ya da satıcı geçici bir çözüm bulmuştur satana kadar idare edecek şekilde, eve götürünce farkedersiniz vs. Bu tarz olasılıklara dikkat edin.
Üzmek, can sıkmak istemiyorum ama malesef cidden pahalı bir uğraş bu elektrik gitar işi. Hem maddi açıdan hem manevi açıdan pahalı. İyi gitarlar çalmak, iyi ekipmanlar kullanmak, iyi bir gitarist olmak çok yüksek bedel istiyor, malesef.
Gelelim 2500'e kadar gitarlara;
Set almanı önermem. Onu zaten bir seçenek olarak değerlendirme.
Bu enstruman, çoğu enstrumana göre masraflı, uğraştıcı, iyi tonlar, iyi soundlar için çok vakit, emek, sabır, azim isteyen bir enstruman (Neyzen bir arkadaşıma çok özeniyorum, 250 gr bile değil enstrumanı, pedalı yok amfisi yok, takıyo sırtına oklavayı istediği yerde üflüyor :D Elektrik gitar dertli bir enstruman).
Tırı vırı bi amfiyle çalacaksan 2500 liralık ya da 1000 liralık gitarın farkını hissedemeyebilirsin. Alacağın enstruman tüm esntrumanlar içinde tonal yelpazesi belki de en geniş enstruman, yani gitar haricindeki ekipmanların da son derece önemli. 2500 yalnızca gitar için bile - özellikle günümüz Türkiye'sinde - "iyi gitar" segmentine anca yanaşıyor, tam olarak karşılamıyor bile. Daha bunun pedalını, prosesörünü, preamfisini geçtim, en azından amfisi var. Yalın gitar + amfi için, gitar dünyasında ortalama seviyede tatmin edici bir sonuç için nereden baksan 7000-8000 tl bayılman lazım.
Ha yok, ben evde tıngır mıngır kendimi eğleyeceğim, sound derdim yok, gitarın kondisyonunda devamlılık beklemiyorum, evde aldığım soundu sahnede, jamde, orda burda alamadıkça kafayı yemem diyorsan, lütiyere giderim sık sık, lütiye besleyecek param var diyorsan ya da ben ufak tefek sıkıntıları zaten hissetmem diyorsan (gitarım taş gibi hiçbir problemim yok maşşallah diyen tiplerin gitarları ele alınacak gibi olmuyor bazen) 2500'e tipi hoşuna giden, amfiye bağlamadan akustik sesi hoşuna giden, amfili soundu hoşuna giden bir gitarı al gitsin. Ama ciddi uğraşacaksan bu işle, zamanla üzüleceksin.
Ben bu işi ciddiye alıyorum, iyi sesler, iyi icra gibi hedeflerim var, soundu önemsiyorum, bu uğraşı hayatımın ciddi bir yerlerine koyacağım diyorsan para biriktir.
İkinci el gitar almak düşündürücü olsa da mecbur kalabiliyor insan, mutlaka ama mutlaka bir bilenle git gitarı almaya. Gitarlar ne gibi kronik sıkıntılar çıkarır bunu bilen, tecrübe etmiş bir insanla git. 5 dk'da oldu bitti hayırlı olsuna getirmelerine izin vermeyin. Bir süre çaın, gitarla vakit geçirin. Gitar işi ince iştir, saddle'daki ufak bir saçmalık, nut'taki hafif bir eğim vs vs vs büyük sonuçlar doğurur. Gitarla bir süre vakit geçirmeden bunları farketmeyebilirsiniz ya da satıcı geçici bir çözüm bulmuştur satana kadar idare edecek şekilde, eve götürünce farkedersiniz vs. Bu tarz olasılıklara dikkat edin.
Üzmek, can sıkmak istemiyorum ama malesef cidden pahalı bir uğraş bu elektrik gitar işi. Hem maddi açıdan hem manevi açıdan pahalı. İyi gitarlar çalmak, iyi ekipmanlar kullanmak, iyi bir gitarist olmak çok yüksek bedel istiyor, malesef.
0
(git: 1299346) Merhaba,
Uzun, oldukça detaylı ve aynı zamanda gerçekçi mesajınız için çok teşekkür ederim. :)
Gitar artık benim için hobi, yani evde keyif için çalacağım. Profesyonel olarak ya da üst düzeyde çalma gibi bir hedefim yok. Ama yıllar önce öğrenciyken güzel bir gitarım olsun istemiş ancak alamamıştım. Şimdi çok da pahalı olmayan bir gitar istiyorum. Yanımda bilen biri olmadan gitarın ne durumda olduğunu anlayacak biri değilim, o yüzden ikinci el biraz sıkıntılı benim için.
Youtube vs. gitarları dinleyip, değerlendirmelerine bakıyorum sadece. Tabii ki gidip deneyeceğim ama dediğim gibi çok da fazla anlamadığım için biraz da satan kişinin eline kalacağım. Galiba dediğiniz gibi sesi ve görüntüsü hoşuma giden bir gitarla bu işi noktalayacağım. Gönlümden geçen şu gitar da olur belki.
shop.zuhalmuzik.com
Fender önerilerini yapan arkadaşlara da teşekkür ederim. Aslında 2. el için de mantıklı duruyor ama bilen biri lazım. Bunu da bir ihtimal olarak yine değerlendireceğim.
Uzun, oldukça detaylı ve aynı zamanda gerçekçi mesajınız için çok teşekkür ederim. :)
Gitar artık benim için hobi, yani evde keyif için çalacağım. Profesyonel olarak ya da üst düzeyde çalma gibi bir hedefim yok. Ama yıllar önce öğrenciyken güzel bir gitarım olsun istemiş ancak alamamıştım. Şimdi çok da pahalı olmayan bir gitar istiyorum. Yanımda bilen biri olmadan gitarın ne durumda olduğunu anlayacak biri değilim, o yüzden ikinci el biraz sıkıntılı benim için.
Youtube vs. gitarları dinleyip, değerlendirmelerine bakıyorum sadece. Tabii ki gidip deneyeceğim ama dediğim gibi çok da fazla anlamadığım için biraz da satan kişinin eline kalacağım. Galiba dediğiniz gibi sesi ve görüntüsü hoşuma giden bir gitarla bu işi noktalayacağım. Gönlümden geçen şu gitar da olur belki.
shop.zuhalmuzik.com
Fender önerilerini yapan arkadaşlara da teşekkür ederim. Aslında 2. el için de mantıklı duruyor ama bilen biri lazım. Bunu da bir ihtimal olarak yine değerlendireceğim.
0
architectfrank
Referans kısmını otomatik oluşturan, ilgilendiğiniz makaleler için alıntı yaparken uygun referans sisteminde yazan, imajları düzenleyen, başlık-içerik ayrımı yapan vb. (sb)
Referans kısmını otomatik oluşturan, ilgilendiğiniz makaleler için alıntı yaparken uygun referans sisteminde yazan, imajları düzenleyen, başlık-içerik ayrımı yapan vb. (sb)
0
EndNote benim her şeyim. O kadar seviyorum ve o kadar işimi kolaylaştırıyor ki size anlatamam. Yaptığınız her işin için ayrı bir referans listesi oluşturabilirsiniz. Üstelik makale indirdiğiniz yerde çok büyük ihtimalle RIS formatında yani EndNote’ta açabileceğiniz bir referans indirme kısmı vardır. Yazarken tek yapmanız gereken şey referansı metin içine eklemek. EndNote kendiliğinden referans sayfası oluşturup sıralıyor kaynakları. Dışardan format da indirebiliyorsunuz Harvard vs. 3 sene önce yanlış hatırlamıyorsam 70-80 pound gibi bir miktara satın almıştım.
0
joker hakki
Okuma sırası şeklinde değil de ansiklopedik bilgi gibi seride geçen kavramlar, terimler, şahıslar, eşyalar, olaylar vs hakkında kısa açıklamalar olan rehberler vardı. Bir türlü bulamadım. Yardımcı olabilecek birisi varsa çok makbule geçer.
Okuma sırası şeklinde değil de ansiklopedik bilgi gibi seride geçen kavramlar, terimler, şahıslar, eşyalar, olaylar vs hakkında kısa açıklamalar olan rehberler vardı. Bir türlü bulamadım. Yardımcı olabilecek birisi varsa çok makbule geçer.
0
İlk kitap yanımda yok malesef. Dune Mesihi'nden devam ediyorum fakat unutmuşum bazı şeyleri.
0
issiz karga
özellikle türk müziği teorisine hakim birinden cevap bekliyorum -cevaplarda referans isterim :D -şimdi bildiğim kadarıyla klasik türk müziğinde (ktm) bir tam ses arası 9 sese bölünebiliyor. yani iki nota arasında 9 koma ses var. enstrümanlar -en azından çoğu- bu sesleri -sanırım- verebiliyor. ama me
özellikle türk müziği teorisine hakim birinden cevap bekliyorum -cevaplarda referans isterim :D -
şimdi bildiğim kadarıyla klasik türk müziğinde (ktm) bir tam ses arası 9 sese bölünebiliyor. yani iki nota arasında 9 koma ses var. enstrümanlar -en azından çoğu- bu sesleri -sanırım- verebiliyor. ama mesela yeni dönem orkestralarında batı kökenli bir enstrüman olan klarnet de var. şimdi bu alet yapısı itibariyle yarım koma ses verebiliyor. diğer arızaları eğer aletin mekaniğini değiştirip bunlara uygun hale getirmediyseniz -ki böyle bir şey yok bildiğim kadarıyla- veremiyorsunuz. e o zaman yapılan besteler sırf diğer arızaları veremediği için yarım ses arızalarla mı yapılıyor? o zaman bu müziği kısıtlamak olmaz mı?
tabi batı kökenli tek müzik aleti klarnet değil, keman ve viyolonsel de var. hadi keman perdesiz olduğu için teoride diğer arızaları verebilmeniz gerek ama pratikte verilebiliyor mu? sonuçta sap çok kısa, belki viyolonsel verir diyeceğim boyuttan dolayı.
neyse uzun oldu, gördüğünüz üzere capcahilin bir tık üzerindeyim, bilgilendirilmeyi bekliyorum.
şimdi bildiğim kadarıyla klasik türk müziğinde (ktm) bir tam ses arası 9 sese bölünebiliyor. yani iki nota arasında 9 koma ses var. enstrümanlar -en azından çoğu- bu sesleri -sanırım- verebiliyor. ama mesela yeni dönem orkestralarında batı kökenli bir enstrüman olan klarnet de var. şimdi bu alet yapısı itibariyle yarım koma ses verebiliyor. diğer arızaları eğer aletin mekaniğini değiştirip bunlara uygun hale getirmediyseniz -ki böyle bir şey yok bildiğim kadarıyla- veremiyorsunuz. e o zaman yapılan besteler sırf diğer arızaları veremediği için yarım ses arızalarla mı yapılıyor? o zaman bu müziği kısıtlamak olmaz mı?
tabi batı kökenli tek müzik aleti klarnet değil, keman ve viyolonsel de var. hadi keman perdesiz olduğu için teoride diğer arızaları verebilmeniz gerek ama pratikte verilebiliyor mu? sonuçta sap çok kısa, belki viyolonsel verir diyeceğim boyuttan dolayı.
neyse uzun oldu, gördüğünüz üzere capcahilin bir tık üzerindeyim, bilgilendirilmeyi bekliyorum.
0
kemanda oluyor. baski diyorlar piyasada. parmagini az yatiriyorsun kenara.
klarinette de dudagini fazla ya da az sikarak yaparsin. si bemol ile turk muzigi caliniyor.
klarinette de dudagini fazla ya da az sikarak yaparsin. si bemol ile turk muzigi caliniyor.
0
Elektrik gitarda tremolo kolu, bend kullanarak da bir takım batı sazlarında olmadığı düşünülen sesleri kullanabiliyorsun. Diğer taraftan tüm makamların donanımları batı sazlarına aykırı değil. Bir mesele de farzı misal hüseyni makamından eserlerin 1 koma bemol si sesinin 1 komadan bir şey olmaz denerek tampere sistemdeki si olarak çalınması gibi durumlar var. Piyasada duyduğumuz çoğu uzun ince bir yoldayım versiyonu, eserin tampere sisteme uyarlanmış hali mesela, hüseyni hissiyatı, çeşnisi kaybolmuş durumda.
Söylemek istediğim bir şey daha var, aslen Türk Müziği tam olarak sistemleştirmenin mümkün olmadığı, bu sebeple meşk usulünce öğrenilebilen bir müzik. Hüzzzam makamında, çeşit çeşit mi var ve minin aldığı değere göre fa konumlanıyor ancak notada hepsi aynı mi şeklinde yazılıyor. Bunun bir sistemi yok. Hangi mi'yi hangi değerde çalacağının kesin, net bir açıklaması yok. Sezgiyle, birikimle, alışkanlıkla oturan ve içten gelen, düşünmeden karar verilen bir icrayla kıvamını buluyor. Yani sapın kısa olması vs işi biraz zorlaştırabilir fakat mesele senin iç duyumun (bkz: tırnak kemençe). Mesele kafandaki sedalar çorbasında bulunan sesleri kafanın içinde ne kadar net duyabilidğin, sazına ne kadar hakim olabildiğin, o sesleri sazında ne derece ifade edebildiğin. Yani bir yerden sonra aha notada küçük mücennep var elimi şu kadarcık kaydırayım demiyorsun, kafanda duyabildiğin netlikte elinden, sazından çıkıyor o ses. Sazına ayırdığın vakit kadar müzikal külliyatı ne kadar akıttın kafanın içine, ne kadar biriktirdin, ne kadar iyi bir dinleyicisin, sonucu bunlar etkiliyor.
Daha söyleyecek şeylerim vardı ama yazarken unuttum. Aklıma gelirse, toparlarsam entryler halinde yazabilirim belki. Bu anlattıklarım için de kaynak gösteremeyeceğim şu anda kusura bakma. İstersen salla salla vur duvara.
Söylemek istediğim bir şey daha var, aslen Türk Müziği tam olarak sistemleştirmenin mümkün olmadığı, bu sebeple meşk usulünce öğrenilebilen bir müzik. Hüzzzam makamında, çeşit çeşit mi var ve minin aldığı değere göre fa konumlanıyor ancak notada hepsi aynı mi şeklinde yazılıyor. Bunun bir sistemi yok. Hangi mi'yi hangi değerde çalacağının kesin, net bir açıklaması yok. Sezgiyle, birikimle, alışkanlıkla oturan ve içten gelen, düşünmeden karar verilen bir icrayla kıvamını buluyor. Yani sapın kısa olması vs işi biraz zorlaştırabilir fakat mesele senin iç duyumun (bkz: tırnak kemençe). Mesele kafandaki sedalar çorbasında bulunan sesleri kafanın içinde ne kadar net duyabilidğin, sazına ne kadar hakim olabildiğin, o sesleri sazında ne derece ifade edebildiğin. Yani bir yerden sonra aha notada küçük mücennep var elimi şu kadarcık kaydırayım demiyorsun, kafanda duyabildiğin netlikte elinden, sazından çıkıyor o ses. Sazına ayırdığın vakit kadar müzikal külliyatı ne kadar akıttın kafanın içine, ne kadar biriktirdin, ne kadar iyi bir dinleyicisin, sonucu bunlar etkiliyor.
Daha söyleyecek şeylerim vardı ama yazarken unuttum. Aklıma gelirse, toparlarsam entryler halinde yazabilirim belki. Bu anlattıklarım için de kaynak gösteremeyeceğim şu anda kusura bakma. İstersen salla salla vur duvara.
0
tabudeviren
evde pc ile enstruman (baglama-gitar) kaydi icin hangi mikrofonu alsam?dinamik, kondenser, kardiodid bir sürü şey var. bilemedim.
evde pc ile enstruman (baglama-gitar) kaydi icin hangi mikrofonu alsam?
dinamik, kondenser, kardiodid bir sürü şey var. bilemedim.
dinamik, kondenser, kardiodid bir sürü şey var. bilemedim.
0
Mikrofondan evvela nasıl bir audio interface kullanıyorsunuz/kullanacaksınız ona karar vermek lazım.
Dinamik ve Condenser mikrofonların çalışma prensiplerine dayalı tipleri. Cardioid, Super Cardioid, Omni, Figure8 ise diyaframının hangi yönlere duyarlı olduğu.
Condenser mikrofon (stüdyo tipi diyeyim) kullanmak için +48volt phantom güce ihtiyaç duyarsınız ses kartı/audio interface şart.
Dinamik mikrofon (sahne tipi el mikrofonu diyeyim) ise her ne kadar hoş sonuçlar vermese de haş diye pc mic in/line in girdiğinizde iyi kötü (aslında kötü kötü) bir sinyal alacaksınız.
Ses kartı yoksa ve bütçe sınırlıysa da kendi üzerinde audio interface'i olan mikrofonlar türedi direkt usb üzerinden bağlanıyor bilgisayara, behringer, samson gibi çok ucuz ve amatörü eğleyebilecek markaların bu tip mikrofonları var. Ama ileride bi bas gitar, bi başka bir line enstruman bağlayayım dediğinizde tekrar ses kartı almanız gerekecek sıfırdan bu sefer usb mikrofon anlamsız olacak.
Ha ses kartı yok tek derdim arada gitar bağlama dımbırdayım bi şarkı söyleyim ise usb condenser bişey patlatın gitsin.
Dinamik ve Condenser mikrofonların çalışma prensiplerine dayalı tipleri. Cardioid, Super Cardioid, Omni, Figure8 ise diyaframının hangi yönlere duyarlı olduğu.
Condenser mikrofon (stüdyo tipi diyeyim) kullanmak için +48volt phantom güce ihtiyaç duyarsınız ses kartı/audio interface şart.
Dinamik mikrofon (sahne tipi el mikrofonu diyeyim) ise her ne kadar hoş sonuçlar vermese de haş diye pc mic in/line in girdiğinizde iyi kötü (aslında kötü kötü) bir sinyal alacaksınız.
Ses kartı yoksa ve bütçe sınırlıysa da kendi üzerinde audio interface'i olan mikrofonlar türedi direkt usb üzerinden bağlanıyor bilgisayara, behringer, samson gibi çok ucuz ve amatörü eğleyebilecek markaların bu tip mikrofonları var. Ama ileride bi bas gitar, bi başka bir line enstruman bağlayayım dediğinizde tekrar ses kartı almanız gerekecek sıfırdan bu sefer usb mikrofon anlamsız olacak.
Ha ses kartı yok tek derdim arada gitar bağlama dımbırdayım bi şarkı söyleyim ise usb condenser bişey patlatın gitsin.
0
mehmed resad
yks sonuçları açıklandı, 7-14 ağustos arası tercihler olacak. bu dönemde kendi okul ve bölümleriyle ilgili yardımcı olmak isteyen suserler aşağıya bölüm ve okullarını yazarsa mesajla ulaşıp bilgi alabiliriz.yardım isteyen sınav mağdurları da yazabilir, yardım edecekler tikli, yardım isteyenler tiksi
yks sonuçları açıklandı, 7-14 ağustos arası tercihler olacak. bu dönemde kendi okul ve bölümleriyle ilgili yardımcı olmak isteyen suserler aşağıya bölüm ve okullarını yazarsa mesajla ulaşıp bilgi alabiliriz.
yardım isteyen sınav mağdurları da yazabilir, yardım edecekler tikli, yardım isteyenler tiksiz olacak.
yardımcı olacak herkese şimdiden çok teşekkürler :))
yardım isteyen sınav mağdurları da yazabilir, yardım edecekler tikli, yardım isteyenler tiksiz olacak.
yardımcı olacak herkese şimdiden çok teşekkürler :))
0
bahçeşehir üniversitesi - uluslararası ticaret ve işletmecilik için yardımcı olabilirim.
0
ben de gazetecilik alanında yardımcı olabilirim, özellikle istanbul üniversitesi.
0
yardima muhtacım.boğaziçi okul öncesi öğretmenliği geçen sene 8 binde kapatmis ts de.bu sene sözelde 4 bin sıralamaya gelir mi sizce
0
Dokuz eylül eğitim fakültesi ve edebiyat öğretmenliği özelinde yardımcı olabilirim.
0
Boğaziçi Üniversitesi İngilizce öğretmenliği için yardımcı olabilirim.
0
benim de şu bölümlerde kendim ve bikac arkadaşım için yardıma ihtiyacım var.
*veterinerlik
*endüstri urunleri tasarımı
*gıda mühendisliği
*veterinerlik
*endüstri urunleri tasarımı
*gıda mühendisliği
0
Uludağ Üniversitesi - Türk Dili ve Edebiyatı
Uludağ Üniversitesi okul hakkında
Türk Dili ve Edebiyatı bölüm hakkında
Bursa şehir hakkında yardımcı olabilirim.
Uludağ Üniversitesi okul hakkında
Türk Dili ve Edebiyatı bölüm hakkında
Bursa şehir hakkında yardımcı olabilirim.
0
BESYO-Gedik Üniversitesi/Nişantaşı Üniversitesi/Gelişim Üniversitesi/Haliç Üniversitesi hakkında bilgiye açız. Tüm yardımlara çok açığız.
0
Genel sorayım;
Dilde istenilen bölümün taban kişisiyle olduğumuz sıra arasında en fazla kaç bin olmalı ki tutturma şansımız olsun?
Dilde istenilen bölümün taban kişisiyle olduğumuz sıra arasında en fazla kaç bin olmalı ki tutturma şansımız olsun?
0
İstanbul hukuk mezunu ve Ankarada avukatlık mesleğini icra eden bir hukukçu olarak sorarsanız cevaplamaya çalışırım.
0
Merhabalar sevgili duyuru sakinleri. Sözelden 3.5klık sıralamam ile geçen sene 3kdan kapatmış Galatasaray iletişime girme olasılığım sizce nedir? Sözel sıralamalarını nasıl okumalıyız. Geçen sene ile kıyaslayınca 3.5klık sıralama yaklaşık hangi dilime denk geliyor. Bir de bilginin sözel bölümlerinden vcd var aklımda geçen sene 5.1k ile kapatmış gelmeme olasılığı var mıdır? İkisi arasında bir seçim yapacak olsanız artısı eksisi ne düşünürdünüz? Herkese geçmiş olsun şimdiden. :)
0
Kocaeli Üniversitesi
Yıldız Teknik Üniversitesi (biraz kısıtlı çünkü sadece Master derslerine gidip geldim)
Türk Dili ve Edebiyatı
Bu üçü hakkında bilgi verebilirim
Yıldız Teknik Üniversitesi (biraz kısıtlı çünkü sadece Master derslerine gidip geldim)
Türk Dili ve Edebiyatı
Bu üçü hakkında bilgi verebilirim
0
İstanbul'da özel üniversitelerin birinde burslu okumayı düşünüyorum, bunlardan birindeyseniz konuşmak isterim.
(İlk 15 bin olanlar hariç ;()
(İlk 15 bin olanlar hariç ;()
0
(Boğaziçi) felsefe okuyup yatay geçiş yapabilir miyim? ortalama yapmak nasıldır ve boun da hangi bölümler arası yatay geçiş oluyor(bunu çok aradım ama bulamadım) bilgi sahibi birileri varsa ve aydınlatırsa sevinirim. thnx.
0
Kocaeli Üniversitesi Insaat Muhendisligini tercih edeceklere yardimci olabilirim ama tavsiyeden once sunu soyleyeyim ; GITMEYIN PISMAN OLURSUNUZ :|
0
tip fakultesiyle alakalı genel bilgilendirme yapılır, saati 5 tl :P
0
odtu sosyoloji ile bilgi alacağım birileri var mı? (is imkanları, mezuniyet sonrası vs.)
0
Her türlü psikoloji bölümü için (aktif olarak dernekte çalıştığım için) ve marmara üniversitesi işletme fakültesi için yardım edebilirim.
0
galatasaray endüstri veya bilgisayar hakkında soruları cevaplayabilirim.
0
itü makina hakkında yardımcı olabilirim. mimarlık ve elektronik hakkında da direkt spesifik sorunuz varsa onları da hallederiz
0
kimya mühendisi olmak isteyen yok mu ya?
odtü dışında iyte, ege, gazi ve yıldız teknik için de yardımcı olabilirim. söz, meslekten soğutmam!
odtü dışında iyte, ege, gazi ve yıldız teknik için de yardımcı olabilirim. söz, meslekten soğutmam!
0
ege üniversitesi
biyomühendislik
biyoteknoloji
su ürünleri mühendisliği
ege üni kampüsü için de sorabilirsiniz.
biyomühendislik
biyoteknoloji
su ürünleri mühendisliği
ege üni kampüsü için de sorabilirsiniz.
0
uluslararası ilişkiler ve turist rehberliği bölümleri için,
ayrıca adnan menderes ve katip çelebi üniversiteleri için yardımcı olunur.
ayrıca adnan menderes ve katip çelebi üniversiteleri için yardımcı olunur.
0
istanbul üniversitesi // edebiyat fakültesi // ingiliz dili ve edebiyatı
mezun olalı bir 6-7 yıl oluyor ama yine de elimden geldiğince sorularınızı cevaplamaya çalışırım.
mezun olalı bir 6-7 yıl oluyor ama yine de elimden geldiğince sorularınızı cevaplamaya çalışırım.
0
bahçeşehir siyaset bilimi ve uluslararası ilişikler ve iletişim fakültesi hakkında yardıma hazırım.
0
Deniz ulaştırma işletme mühendisliği ve gemi makineleri işletme mühendisliği bölümleri için bilgi almak isteyenlere yardımcı olabilirm.
0
Puanınız beklediğiniz gibi gelmedi mi? düşük puanlı bir bölüm mü bakıyorsunuz?
YTÜ - Şehir Bölge Planlama için buyrun.
YTÜ - Şehir Bölge Planlama için buyrun.
0
yabancı dil tercihi yapacak arkadaşlar..
şunu çok iyi bilin ki daha türkçe öğrenemeden ingiliz dili ve edebiyatı okumaya çalışmış birinin bu konudaki ipe sapa gelmez, "bitek öğretmen olursunuz" gibi yorumlarını dikkate almayın. düzgün bir okulda okunduğu takdirde ufuk açacak, hayat görüşü genişletecek bir bölümdür; okumaya niyetiniz varsa kesinlikle yazın. hayatta her şey meslek değildir, akademinin amacı da iş bulmaya yardımcı olmak değildir; zaten bu şekilde düşünen varsa yazmasın.
kendinizi geliştirirseniz ilk etapta akla gelmeyen bir çok mesleğe geçiş yapabilirsiniz, korkmayın.
şunu çok iyi bilin ki daha türkçe öğrenemeden ingiliz dili ve edebiyatı okumaya çalışmış birinin bu konudaki ipe sapa gelmez, "bitek öğretmen olursunuz" gibi yorumlarını dikkate almayın. düzgün bir okulda okunduğu takdirde ufuk açacak, hayat görüşü genişletecek bir bölümdür; okumaya niyetiniz varsa kesinlikle yazın. hayatta her şey meslek değildir, akademinin amacı da iş bulmaya yardımcı olmak değildir; zaten bu şekilde düşünen varsa yazmasın.
kendinizi geliştirirseniz ilk etapta akla gelmeyen bir çok mesleğe geçiş yapabilirsiniz, korkmayın.
0
ankara üniversitesi ve bilgisayar mühendisliği ile ilgili tüm soruları alabilirim hatta Ankara'daki diğer üniversiteler ve tüm mühendislikler hakkında bildiğim kadarı ile cevaplarım.
0
Yabancı dilden tercih yapacak arkadaşlar mimikikili isimli kullanıcının söylediklerini dinlesin. Tercümanlık mezunu biri olarak kendisine %100 katılıyorum. Yurtdışında bu alanda çok burs da bulamıyorsunuz. Öğretmenlik okursanız Comenius asistanlık gibi projelere başvurabilirsiniz.
Çevirmenlikte ücretler yerlerde, elini sallasanız bir çevirmene çarpıyorsunuz. Yurtdışında yaşayan ya da buraya gelip iki kelime Türkçe öğrenen ya da iki kursa gidip sertifika alan herkes tercüman, çevirmen. İnternette şu kadar fiyata çeviri yapıyorum diye ilan verenlerin profillerini inceleyebilirsiniz. Çeviriblog, çevirmendayanışma, proz gibi sitelerenden de bilgi alabilirsiniz.
Çevirmenlikte ücretler yerlerde, elini sallasanız bir çevirmene çarpıyorsunuz. Yurtdışında yaşayan ya da buraya gelip iki kelime Türkçe öğrenen ya da iki kursa gidip sertifika alan herkes tercüman, çevirmen. İnternette şu kadar fiyata çeviri yapıyorum diye ilan verenlerin profillerini inceleyebilirsiniz. Çeviriblog, çevirmendayanışma, proz gibi sitelerenden de bilgi alabilirsiniz.
0
yabancı dilden tercih yapacak arkadaşlar geçerkenugradım nick'li arkadaşı dinlemesin..
tercümanlık okuyup Yurtdışında yaşayan ya da buraya gelip iki kelime Türkçe öğrenen ya da iki kursa gidip sertifika alan herkesten daha iyi çeviri yapamayacak kadar "basiretsiz" olacaksanız tabii ki okumayın da, bölüme girdiği gibi çıkan tiplerden olmayacaksanız tercümanlık da insana çok şey katan bir bölümdür; okuyunuz.
tercümanlık okuyup Yurtdışında yaşayan ya da buraya gelip iki kelime Türkçe öğrenen ya da iki kursa gidip sertifika alan herkesten daha iyi çeviri yapamayacak kadar "basiretsiz" olacaksanız tabii ki okumayın da, bölüme girdiği gibi çıkan tiplerden olmayacaksanız tercümanlık da insana çok şey katan bir bölümdür; okuyunuz.
0
Özel eğitim öğretmenliği ile ilgili sorularınıza elimden geldiğince cevap vermeye çalışırım.
0
Yardımcı olabilir miyim bilmiyorum ama keşke bir abim ya da ablam bana PEYZAJ MİMARLIGI YAZMA deseydi.
Yazmayın, mezun yüzlerce ihtiyaç onlarca. Belediyeye girince hak yiyorsunuz, özel sektör rezalet.
Yazmayın, mezun yüzlerce ihtiyaç onlarca. Belediyeye girince hak yiyorsunuz, özel sektör rezalet.
0
Cift anadal konusunda bazi sorularim var; bahcesehir, kadir has ve sehir universitesi'nden arkadaslar varsa lutfen ulassinlar.
0
Merhaba. Bi arkadaş ikinci üniversite için sınava girdi. Evinin yakınında hukuk okumaktı amacı. Ama sınavda derece yapınca bu puanıyla Boğaziçi üniversitesi İngilizce iktisat bölümü olduğunu, bu bölümün efsane olduğunu öğrendi. Arkadaş 30 yaşında, iki çocuğu var. Kirada oturduğu için İstanbul da da kirada olması çok fark etmeyecek. Kendisi eğitimci.
İstanbul a gittiğinde yarı zamanlı iş bulabilir mi? Bölümden mezun olunca iş için yaşı sıkıntı olur mu? Bunları danışmak istedim. Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkür ederim.
İstanbul a gittiğinde yarı zamanlı iş bulabilir mi? Bölümden mezun olunca iş için yaşı sıkıntı olur mu? Bunları danışmak istedim. Yardımcı olacak arkadaşlara teşekkür ederim.
0
Galatasaray universitesi iktisat bolumuyle ilgili sorusu olanlar yazabilir.
0
aradaki uzaklik
Selamlar ahali.Canım acayip börek çekti ama yeni bir şeyler denemek istiyorum. En sevdiğiniz börek nedir?Mesela kol böreği mi, su böreği mi, gül böreği mi, boşnak böreği mi, var mı yeni börek türleriniz?
Selamlar ahali.
Canım acayip börek çekti ama yeni bir şeyler denemek istiyorum. En sevdiğiniz börek nedir?
Mesela kol böreği mi, su böreği mi, gül böreği mi, boşnak böreği mi, var mı yeni börek türleriniz?
Canım acayip börek çekti ama yeni bir şeyler denemek istiyorum. En sevdiğiniz börek nedir?
Mesela kol böreği mi, su böreği mi, gül böreği mi, boşnak böreği mi, var mı yeni börek türleriniz?
0
peynirli su böreği all time favorimdir.
avcı böreği var, çiğ börek var aklıma gelen.
avcı böreği var, çiğ börek var aklıma gelen.
0
önemli olan içi değil, hamurun lezzeti ve çıtırlığı. içine ne koysan güzel olur sonra zaten.
0
ha yine de vereyim örnek hadi. bimden al baklavalik yufka. içine tulum loru sarımsak ve mantar koyacaksın. kat aralarina yufka sosu ile birlikte kokulu peynir tavsiye ederim. en ucuzu bimden yesil peynir. asil ici en ortaya koyarsin. ben içini onceden pişiririm hep böreğin. bol tereyağında yaparsan güzel olur. pismesi uzun sürüyor ama çıtırlığı inanılmaz bu baklavalık yufkaların.
0
Ispanakli ve bilmediğim otlu herhangi bir borek dışında tüm borekleri sevgiyle kucaklıyorum. İster kiymali ister peynirli ister çokelekli ister patattesli olsun. Birde ben bu yemek konularinda pek gurme değilim sonucta hamur yağ ve iç hatçtan oluşuyor gibi geliyor bana:/
0
Bizimkiler muhacir. Kaymaklı börek dedikleri bir börek var, tercihen pekmezle de yeniyor.
0
peynirli su böreğiii.
hatta o kadar seviyorum ki doğum günümde pasta yerine su böreği alıyor kuzenim. bazen geceleri canım çekiyor, oturup dertleniyorum.
hatta o kadar seviyorum ki doğum günümde pasta yerine su böreği alıyor kuzenim. bazen geceleri canım çekiyor, oturup dertleniyorum.
0
ıspanaklı börek. peynir de konacak. karabiber de. bir sap pırasa konulursa lezzetinden yenmez.
0
dave87
Condenser mikrofonu bilgisayara bağlayıp vokal ve gitar kaydı yapmak için bir harici ses kartına ihtiyacım var.Bunun usb'den değil, adaptörle doğrudan prizden elektrik almasını tercih ediyorum. yoksa mikrofona yetersiz kalabiliyor. başıma geldi, oradan biliyorum.ne önerirsiniz?
Condenser mikrofonu bilgisayara bağlayıp vokal ve gitar kaydı yapmak için bir harici ses kartına ihtiyacım var.
Bunun usb'den değil, adaptörle doğrudan prizden elektrik almasını tercih ediyorum. yoksa mikrofona yetersiz kalabiliyor. başıma geldi, oradan biliyorum.
ne önerirsiniz?
Bunun usb'den değil, adaptörle doğrudan prizden elektrik almasını tercih ediyorum. yoksa mikrofona yetersiz kalabiliyor. başıma geldi, oradan biliyorum.
ne önerirsiniz?
0
Yetersiz kaldı dediğin harici kartın üstünde +48v switchi yok muydu? Bir arkadaşım bana senheisser condenser getirmişti, bende behringer umc22 var, gayet giriş seviyesi bir kart, sıkıntı olmamıştı.
0
seyyar satıcı
Merhaba Bir boşluk var ama bu hayatı kötü gereksiz görmek değilBir arayış doğruyu vs ya da inandığım yaşadığım herşeyi düşünceyi silip yeniden kurmak gibiBunun için bir başlangıca ihtiyacım varVictor frankl insanın anlam arayışını okudumSırada Nietzsche kitapları varBaşka ne tavsiye edersinizBir dön
Merhaba
Bir boşluk var ama bu hayatı kötü gereksiz görmek değil
Bir arayış doğruyu vs ya da inandığım yaşadığım herşeyi düşünceyi silip yeniden kurmak gibi
Bunun için bir başlangıca ihtiyacım var
Victor frankl insanın anlam arayışını okudum
Sırada Nietzsche kitapları var
Başka ne tavsiye edersiniz
Bir dönem mantık.kitabi okudum ama hem çok teorileri anlamadım sıkıcı geldi
Sonra da kritik analitik düşünce okumaya başladım. Bu son yazdığım yukarıdaki ile bağlantılı değil de ona ek bir çalışma
Tesekkurler
Bir boşluk var ama bu hayatı kötü gereksiz görmek değil
Bir arayış doğruyu vs ya da inandığım yaşadığım herşeyi düşünceyi silip yeniden kurmak gibi
Bunun için bir başlangıca ihtiyacım var
Victor frankl insanın anlam arayışını okudum
Sırada Nietzsche kitapları var
Başka ne tavsiye edersiniz
Bir dönem mantık.kitabi okudum ama hem çok teorileri anlamadım sıkıcı geldi
Sonra da kritik analitik düşünce okumaya başladım. Bu son yazdığım yukarıdaki ile bağlantılı değil de ona ek bir çalışma
Tesekkurler
0
Yazılı şeyler okumak sana aradığın tatmini vermez. Yani yaşamadan bilmek bir işe yaramaz. Bir şeyler yap, anlamsız olsun. Anlamsizligin ne olduğunu yaşarsan anlamı da bulma imkanin doğar.
0
Dünya klasiklerini ve Shakespeare yapıtlarını sindirerek okumayı tavsiye ederim. Sinema da insanın yaşam ufkunu fazlasıyla açar. Avrupa sineması ve Amerikan bağımsız yapıtları özellikle. İmdb top 250 popülist bir liste sayılsa bile özellikle ilk 100-150'si çok sağlamdır, ki 200'in gerisine düşmüş çok sağlam filmler de var.
Nietzsche olayı için Tragedyanın Doğuşundan başlanılsa bile aslında Schophenur okumak gerekiyor öncesinden. Nietzsche Schophe dan bir yerden sonra ayrılsa bile kendi düşünce temellerinin kurulmasında Schopenhauer etkisi büyük. Ayrıca yaşamın ve insanlığın evrimi hakkında birkaç belgesel ve Cosmos izlemeyi tavsiye ederim. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens de başlangıç açısından oldukça iyi bir kitap şayet okumadıysanız.
Nietzsche için İş bankasının çıkardığı tuğla gibi bir biyografi kitabı var www.iskultur.com.tr eğer Schopenhauer ve önceki düşünürlere dalmadan direkt Nietzsche okumak istiyorsan bu kitap oldukça faydalı olur Nietzsche nin eserlerine başlamadan önce. Kitapta hem Nietzsche nin hayatı hem eserlerinin yazılış süreci ve fikirleri anlatılıyor. Dili de sohbet tadına yakın olduğu için sürükleyici okumaya sahip, bu yüzden sayfa sayısına bakılmadan rahatça alınabilir. Aynı biyografi serisinin Şopen üzerine olanını da almayı düşünüyorum havalar serinleyince.
Nietzsche olayı için Tragedyanın Doğuşundan başlanılsa bile aslında Schophenur okumak gerekiyor öncesinden. Nietzsche Schophe dan bir yerden sonra ayrılsa bile kendi düşünce temellerinin kurulmasında Schopenhauer etkisi büyük. Ayrıca yaşamın ve insanlığın evrimi hakkında birkaç belgesel ve Cosmos izlemeyi tavsiye ederim. Hayvanlardan Tanrılara Sapiens de başlangıç açısından oldukça iyi bir kitap şayet okumadıysanız.
Nietzsche için İş bankasının çıkardığı tuğla gibi bir biyografi kitabı var www.iskultur.com.tr eğer Schopenhauer ve önceki düşünürlere dalmadan direkt Nietzsche okumak istiyorsan bu kitap oldukça faydalı olur Nietzsche nin eserlerine başlamadan önce. Kitapta hem Nietzsche nin hayatı hem eserlerinin yazılış süreci ve fikirleri anlatılıyor. Dili de sohbet tadına yakın olduğu için sürükleyici okumaya sahip, bu yüzden sayfa sayısına bakılmadan rahatça alınabilir. Aynı biyografi serisinin Şopen üzerine olanını da almayı düşünüyorum havalar serinleyince.
0
silah taciri
Merhaba. Ney denen enstrümanın hastasıyım. Aka Gündüz Kutbay, Kudsi Erguner tanıdığım, bildiğim üfleyiciler. Siz ne düşünüyorsunuz ney hakkında? Cesaret edip üflemeye başlamalı mıyım? Ciğeri geliştirmek kolay olur mu?Düzenleme: bir de ney türleri vardı. Mansur, Kız, Süpürde?
Merhaba. Ney denen enstrümanın hastasıyım. Aka Gündüz Kutbay, Kudsi Erguner tanıdığım, bildiğim üfleyiciler. Siz ne düşünüyorsunuz ney hakkında? Cesaret edip üflemeye başlamalı mıyım? Ciğeri geliştirmek kolay olur mu?
Düzenleme: bir de ney türleri vardı. Mansur, Kız, Süpürde?
Düzenleme: bir de ney türleri vardı. Mansur, Kız, Süpürde?
0
bayilirim sesine. cok guzel bir enstruman bence. baslangic icin kiz ney onerilir. benim var, internetten almistim. fiyati oyle ucuk degil. kurs icin de yarim donem ismek'e gittim. baslamak icin cesarete gerek yok, istek yeterli. devam etmek icin de discipline ve sabra ihtiyac var sadece. bir sure ses cikaramayabilirsiniz cunku. bakimi icin de yag ve bir boruya ihtiyac var sadece.
0
Kudsi Erguner'in mensup olduğu ekol neyi daha kavalımsı sound ve tekniklerle icra ediyor. Niyazi Sayın'ın mensubu olduğu ekol ise daha "ezilen" sesler şeklinde tanınmlayabileceğim bir soundla; tabiri caizse neyi başka üflemelilerin tonuna yaklaştırmak yerine kendine özgü bir lezzetle icra ediyor.
Ney başlangıç için çok fazla masraf isteyen bir enstruman değil. Denemekten bir zarar gelmez. Ancak şunu unutmayın, gitar gibi gelişkin enstrumanlar bile bir ömür vakfetmeyi gerektirirken(pop gitar metdou gitaristlerini dahil etmiyorum buna), ney gibi oldukça primitif bir enstruman için ciddi sabır, azim gerekiyor. Yeri gelecek saçınızı başınızı yolacaksınız yani.
Diğer taraftan ney, arkasında müziği aşan, bütünsel bir kültürü ve yaklaşımı da beraberinde getiren bir enstruman. İçinde yitip gidebileceğiniz bir dünya.
Ney çeşitlerine gelirsek; kız, şah, davud, süpürde, mansur gibi isimlerle anılan çeşitli boy ve düzenlerde neyler bulunmaktadır. Bunlar farklı boylarda ve dolayısıyla farklı akordlarda olurlar. Neyle ciddi uğraşırsanız zamanla, her çeşit neyden elinizde en az bir adet birikecektir. Örneğin mızıka da böyledir. Bu sazların akordları sabit olduğu için aynı enstruman farklı seslere çekilemez. Dolayısıyla başka seslere ihtiyaç duyunca başka enstrumana geçilir. Çalacağınız esere, eşlik edeceğiniz sazların düzenine göre ney tercih edersiniz.
Hangi enstruman olursa olsun, o yolda ilerlemenin anahtarı kararlılık. Her türlü moral bozukluğuna, hüsrana göğüs gerip yine de o aleti elinize alıp uğraşmaya devam ederseniz oluyor. Başka türlü olmuyor.
Ney başlangıç için çok fazla masraf isteyen bir enstruman değil. Denemekten bir zarar gelmez. Ancak şunu unutmayın, gitar gibi gelişkin enstrumanlar bile bir ömür vakfetmeyi gerektirirken(pop gitar metdou gitaristlerini dahil etmiyorum buna), ney gibi oldukça primitif bir enstruman için ciddi sabır, azim gerekiyor. Yeri gelecek saçınızı başınızı yolacaksınız yani.
Diğer taraftan ney, arkasında müziği aşan, bütünsel bir kültürü ve yaklaşımı da beraberinde getiren bir enstruman. İçinde yitip gidebileceğiniz bir dünya.
Ney çeşitlerine gelirsek; kız, şah, davud, süpürde, mansur gibi isimlerle anılan çeşitli boy ve düzenlerde neyler bulunmaktadır. Bunlar farklı boylarda ve dolayısıyla farklı akordlarda olurlar. Neyle ciddi uğraşırsanız zamanla, her çeşit neyden elinizde en az bir adet birikecektir. Örneğin mızıka da böyledir. Bu sazların akordları sabit olduğu için aynı enstruman farklı seslere çekilemez. Dolayısıyla başka seslere ihtiyaç duyunca başka enstrumana geçilir. Çalacağınız esere, eşlik edeceğiniz sazların düzenine göre ney tercih edersiniz.
Hangi enstruman olursa olsun, o yolda ilerlemenin anahtarı kararlılık. Her türlü moral bozukluğuna, hüsrana göğüs gerip yine de o aleti elinize alıp uğraşmaya devam ederseniz oluyor. Başka türlü olmuyor.
0
Kesinlikle denemeniz gereken bir enstrüman. Bazıları çok yetenekli oluyor. İlk denemede ses çıkaran tanıdıklarım var.
0
kız ney alarak başlamıştım. birkaç denemeden sonra ses çıkarabilmiştim. ama benim bırakma sebebim parmaklarımın kısa oluşundan delikleri tam kapatamamam. kramp girip kasılıp kalıyordum neredeyse. sonra da hevesim kaçtı bıraktım. ama çok huzur verici bir enstrumandır. becerebilirsen ne mutlu.
0
Türlerini bilmiyorum ama dinlemeyi çok severim. Bayağıdır dinlemiyorum.
Kendi neyini yapmak en güzeli. Canından bir parça gibi oluyormuş. Çok istediğim bir şey bu.
Kendi neyini yapmak en güzeli. Canından bir parça gibi oluyormuş. Çok istediğim bir şey bu.
0
canlı dinleyince çok üzüyor beni ama kayıttan açıp dinlemem. 3 sene çaldım, kız neyle başladım mansurdayken bıraktım. parmak da zamanla esner, ciğer de açılır. hevesiniz varsa hiç durmayın. neyiniz de zamanla nefesinizle yanacak daha çok keyif alacaksınız. ama 200-300 dolaylarındaydı kaliteli bir ney benim zamanımda. hatay civarındaki kamışlardan, güzel olanlar. yine de benim neyim dandik unkapanı neyiydi detone oluyordu ona rağmen hevesle ilerlemiştim, anlamıyordum başta.
0
thin capitalization
Flac veya diğer formatlarda yüksek kaliteli müzik dosyalarını nereden indirebiliriz? 1-2 rus torrent sitesi vardı bunlardan ama kaybettim isimlerini.
Flac veya diğer formatlarda yüksek kaliteli müzik dosyalarını nereden indirebiliriz? 1-2 rus torrent sitesi vardı bunlardan ama kaybettim isimlerini.
0
umutlarivarolankisi
nelerdir? bir araştırma yaptım ancak sağlıklı sonuçlara ulaşamadım ne yazık ki. cevap ve yönlendirmeleriniz için şimdiden teşekkürler!
nelerdir? bir araştırma yaptım ancak sağlıklı sonuçlara ulaşamadım ne yazık ki.
cevap ve yönlendirmeleriniz için şimdiden teşekkürler!
cevap ve yönlendirmeleriniz için şimdiden teşekkürler!
0
Soruya dolaylı yoldan cevap vermeye geldim :D Önce şunu sormak istiyorum, Anadolu'da derken Türk Halk Müziğini mi kastediyorsunuz? Örneğin Erzurumlu Hasib Dede'nin de eserleri "Anadolu'da" sayılır fakat Klasik Türk Müziği, Makam Müziği kapsamında değerlendirilir. Yaklaşımları, icracıları, usulleri benzer kökten beslense de özelleşmiş, farklılaşmış, örüntüleri ayrılaşmıştır. Kafanızdaki "Anadolu'daki müzik" kategorisini netleştirmenizin faydasını göreceksiniz.
Diğer taraftan, farzı misal 9/8'lik tabir edilen ritm, Batı Müziğinde de mevcuttur, Doğu Müziği sistemlerinden biri olan Türk Müziğinde de. Fakat Batı Müziği bu 9/8'lik kalıbı 3+3+3 şeklinde ele alırken Türk Müziği 9/8'liği 2+2+2+3 şeklinde ele alıyor. Yani yerel müziği özel kılan öge kullandığı kendine özgü kalıpların yanında, evrensel kalıpları ele alma şekli de olabiliyor. Bunu daha iyi anlayabilmek için şu belgesele göz atabilirsiniz: youtu.be
Üzgünüm sorunuza tam olarak cevap veremedim fakat, bi ihtimal işinize yarayacak bir şeyler söylemeye çalıştım.
Diğer taraftan, farzı misal 9/8'lik tabir edilen ritm, Batı Müziğinde de mevcuttur, Doğu Müziği sistemlerinden biri olan Türk Müziğinde de. Fakat Batı Müziği bu 9/8'lik kalıbı 3+3+3 şeklinde ele alırken Türk Müziği 9/8'liği 2+2+2+3 şeklinde ele alıyor. Yani yerel müziği özel kılan öge kullandığı kendine özgü kalıpların yanında, evrensel kalıpları ele alma şekli de olabiliyor. Bunu daha iyi anlayabilmek için şu belgesele göz atabilirsiniz: youtu.be
Üzgünüm sorunuza tam olarak cevap veremedim fakat, bi ihtimal işinize yarayacak bir şeyler söylemeye çalıştım.
0
ertokilicoglu
Marshall g30r cd amfi var çok üst model bir şey değil ama fena da değil. Yalnız clean kanaldayken ritim veya solo fark etmez çalarken güzel gelen ses overdrive kanala geçtiğimde solo sesleri normal gelirken tellere grup halinde vurduğumda yani ritim çalarken veya herhangi iki tele aynı anda vurduğum
Marshall g30r cd amfi var çok üst model bir şey değil ama fena da değil. Yalnız clean kanaldayken ritim veya solo fark etmez çalarken güzel gelen ses overdrive kanala geçtiğimde solo sesleri normal gelirken tellere grup halinde vurduğumda yani ritim çalarken veya herhangi iki tele aynı anda vurduğumda çok gürültülü bir ses çıkıyor. Atıyorum önce alttaki mi teline vurdum amfiden normal bir overdrive tel sesi çıkıyor fakat ses bitmeden bir üstteki si teline vurunca mi telinin sesi ile birlikte kötü gürültülü bir ses çıkıyor. Bu bütün amfilerde böyle mi anlamadım? Amfide problem olsa clean kanalda da ses sorunu olması lazımdı. Sorun overdrive kanalındaysa(böyle bir şey oluyorsa) distortion pedalı alsam yani amfinin kendi overdrive'ini kullanmasam sorun düzelir mi? Daha doğrusu en başta bu bir sorun mu?
0
ses ya da video kaydıyla örnek gösterirseniz daha sağlıklı teşhisler konabilir.
bu arada farkında olmadan overdrive'ın da tanımını yapmışsınız:) amfiniz muhtemelen transistörlü bir amfi. marshall, fender, ibanez vs böyle küçük ve eski amfilerin transistör distortion'ları felaket olur.
distortion/overdrive pedallarıyla dediğiniz gibi -o amfiden- daha hoşunuza giden tonlar yakalayabilirsiniz.
bu arada farkında olmadan overdrive'ın da tanımını yapmışsınız:) amfiniz muhtemelen transistörlü bir amfi. marshall, fender, ibanez vs böyle küçük ve eski amfilerin transistör distortion'ları felaket olur.
distortion/overdrive pedallarıyla dediğiniz gibi -o amfiden- daha hoşunuza giden tonlar yakalayabilirsiniz.
0
Drive ve clean kanallarda kullandığınız ayarları saat yönüne göre tarif edebilir misiniz? (mid 12:00, gain 8:00 gibi) ya da fotoğraf atabilir misiniz? Gain'e fazla yüklenmiş olabilir misiniz? Drivelı seslerin tabiatı tek tek notalarda pek kendini belli etmeyebilir? Tek seste normal seviyede olduğunu düşündüğünüz gain, ritm çalarken uygun cevapları vermeyebilir.
Gitardan ve manyetiklerden de bahsederseniz biraz daha genişçe fikir yürütebiliriz.
Gitardan ve manyetiklerden de bahsederseniz biraz daha genişçe fikir yürütebiliriz.
0
six packsiz
İstanbul trafiğinden sıkılıp motosikleti kafama taktım. Tabii geçenlerde 10 dakikada scotty ile eve gelmemin de bunda faydası var.Bir süre araştırmamın sonucu olarak Yamaha r25 ve honda cbr250 arasında kaldım ama 10/7 oranında R25 daha ağır basıyor.Bunun haricinde daha önce bisiklet harici 2 teker a
İstanbul trafiğinden sıkılıp motosikleti kafama taktım. Tabii geçenlerde 10 dakikada scotty ile eve gelmemin de bunda faydası var.
Bir süre araştırmamın sonucu olarak Yamaha r25 ve honda cbr250 arasında kaldım ama 10/7 oranında R25 daha ağır basıyor.
Bunun haricinde daha önce bisiklet harici 2 teker araç kullanmadım ve motosiklet ehliyetim yok. Bu yüzden çoğu kişi tehlikeli olduğu için beni caydırmaya çalışıyor. Ayrıca başlayacaksan düşük cc'li motorlar ile başla bu motoru devirirsen yüksek değer kaybı olur v.s. diyenler de var.
Sizce 250cc yeni başlayan birisi için gerçekten sıkıntı çıkarır mı?
Eğer öyleyse kuba motorun 50cc ehliyetsiz kullanılan motorunu alıp bir süre kullanmalı mıyım?
Bir de R25 ve CBR250 arasında bilgisi olan varsa tavsiye verebilir mi?
Bir süre araştırmamın sonucu olarak Yamaha r25 ve honda cbr250 arasında kaldım ama 10/7 oranında R25 daha ağır basıyor.
Bunun haricinde daha önce bisiklet harici 2 teker araç kullanmadım ve motosiklet ehliyetim yok. Bu yüzden çoğu kişi tehlikeli olduğu için beni caydırmaya çalışıyor. Ayrıca başlayacaksan düşük cc'li motorlar ile başla bu motoru devirirsen yüksek değer kaybı olur v.s. diyenler de var.
Sizce 250cc yeni başlayan birisi için gerçekten sıkıntı çıkarır mı?
Eğer öyleyse kuba motorun 50cc ehliyetsiz kullanılan motorunu alıp bir süre kullanmalı mıyım?
Bir de R25 ve CBR250 arasında bilgisi olan varsa tavsiye verebilir mi?
0
Başlanmasına başlanır ama tavsiye edilmez. Bi takım refleksler konusunda mahirleşmemişseniz, özellikle bahsettiğiniz modellerde tehlikeli sıkıntılar yaşayabilirsiniz.
0
Illa 250cc olacak ise 2.el maxiscooter ile baslaman daha iyi. Butcen ne kadar.
Ayrica tecrubesiz oldugunu da goz onune alirsak o motor buyuk olasilikla yan yatacak yani duseceksin. Sifir alipta zarara ugratma kendini.
Honda surus egitmlerine katilip tecrube edinebilirsin.
Ayrica tecrubesiz oldugunu da goz onune alirsak o motor buyuk olasilikla yan yatacak yani duseceksin. Sifir alipta zarara ugratma kendini.
Honda surus egitmlerine katilip tecrube edinebilirsin.
0
250 cc tamam da gidip racingden başlıyorsun, r25 falan 190 yapıyor.
iki gün takılınca cesaret gelir insana motorda, sanırsın ki herşeyi öğrendim, tüm ihtimallere hazırlıklı ve her duruma hakimim.
işte o anda gaza gelip böyle 150-200 yaparsan , başına bir iş gelmesi çok olası.
bu iş biraz yapıyla alakalı, sakin soğukkanlıysan, kendi gelişimini gözlemleyebiliyorsan olur, apaçi ruhluysan ben de tavsiye etmem.
bir de racingler bana çok rahatsız geliyor, yani şekil olarak güzel gözükebilir ama rahatlık konusunda berbatlar.
iki gün takılınca cesaret gelir insana motorda, sanırsın ki herşeyi öğrendim, tüm ihtimallere hazırlıklı ve her duruma hakimim.
işte o anda gaza gelip böyle 150-200 yaparsan , başına bir iş gelmesi çok olası.
bu iş biraz yapıyla alakalı, sakin soğukkanlıysan, kendi gelişimini gözlemleyebiliyorsan olur, apaçi ruhluysan ben de tavsiye etmem.
bir de racingler bana çok rahatsız geliyor, yani şekil olarak güzel gözükebilir ama rahatlık konusunda berbatlar.
0
250cc zaten baslangic olarak tavsiye edilen guc. 50cc ile Istanbul trafigi tehlikeli olur. yazlik yerde denize gitmek icin alinabilir ama.
ama model seciminizi gozden gecirin derim. racing tavsiye etmem. zevk meselesi olsa da oyle bir motorla baslamak sizi hem yorar hem de tehlikeli.
ama model seciminizi gozden gecirin derim. racing tavsiye etmem. zevk meselesi olsa da oyle bir motorla baslamak sizi hem yorar hem de tehlikeli.
0
cc olarak problem değil, 50 cc ile de başlanır 650 cc ile de. Ama tarz olarak daha sakin ve iyi huylu motor olması lazım.
Bahsettiğin modeller acemi biri için fazla hırçın gelir, başlangıç için olmaz. Zaten kesin düşecek ve düşüreceksin, grenajlı motor bir sürü masraf çıkarır.
Bu yüzden 2. el bir commuter alıp iyice motora ve trafiğe alış, eğitim ve ehliyet al tabi ki. Bol bol teorik oku, trafiği okumayı öğren.
Seni kimse görmeyecek trafikte unutma, ona göre defansif sürmeyi öğren.
Bahsettiğin modeller acemi biri için fazla hırçın gelir, başlangıç için olmaz. Zaten kesin düşecek ve düşüreceksin, grenajlı motor bir sürü masraf çıkarır.
Bu yüzden 2. el bir commuter alıp iyice motora ve trafiğe alış, eğitim ve ehliyet al tabi ki. Bol bol teorik oku, trafiği okumayı öğren.
Seni kimse görmeyecek trafikte unutma, ona göre defansif sürmeyi öğren.
0
50 CC ile motora başladım halen de onu kullanıyorum. Bir kez sağlam düştüm, iki kez de düşme tehlikesi geçirdim.
Yaklaşık 4000 km motor tecrübem oldu ona rağmen halen viraja girerken filan hata yapıyorum.
Motor düşük CC olduğu için tolere ediyor fakat trafik nispeten sakin bir şehirde yaşamama rağmen tehlikeli.
Eğitim almadan, düşük cc ile tecrübelenmeden tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
Yaklaşık 4000 km motor tecrübem oldu ona rağmen halen viraja girerken filan hata yapıyorum.
Motor düşük CC olduğu için tolere ediyor fakat trafik nispeten sakin bir şehirde yaşamama rağmen tehlikeli.
Eğitim almadan, düşük cc ile tecrübelenmeden tehlikeli olduğunu düşünüyorum.
0
r25 ile başlanmaz bence, çok gidip az duruyo. illa ikisinden birini alacam diyosan cbr 250'yi tercih et.
yeni başlayacaksın o motor illa düşecek kalkacak, dolayısıyla düşürünce acımayacağın bi alet al derim ben, cbf 150 olabilir ne bilim pulsar 200 olabilir, koruma demiri bok püsürlü bi inazuma bile olabilir.
ha bi de ilk motorunu sıfır alma düşüp kalkma mevzundan ötürü yine.
yeni başlayacaksın o motor illa düşecek kalkacak, dolayısıyla düşürünce acımayacağın bi alet al derim ben, cbf 150 olabilir ne bilim pulsar 200 olabilir, koruma demiri bok püsürlü bi inazuma bile olabilir.
ha bi de ilk motorunu sıfır alma düşüp kalkma mevzundan ötürü yine.
0
Cevap: 250 cc ile başlanır.
Başlamalı mısın? Hayır.
Neden?
O güzelim motosiklete alışana kadar defalarca durduğu yerde düşüreceksin, sürteceksin, dönerken yavaş hızda devrileceksin, parçaları çok pahalı. Canın yanar, üzülürsün. Kazasını belasını hiç karıştırmadım bile bak.
2. el, ortadan ikiye ayrılsa üzülmeyeceğin ama kaliteli eski bir scooter alıyorsun, vura kıra acemiliğini atıyorsun. 10.000 km yap, ondan sonra 250 cc'ye terfi edersin.
Başlamalı mısın? Hayır.
Neden?
O güzelim motosiklete alışana kadar defalarca durduğu yerde düşüreceksin, sürteceksin, dönerken yavaş hızda devrileceksin, parçaları çok pahalı. Canın yanar, üzülürsün. Kazasını belasını hiç karıştırmadım bile bak.
2. el, ortadan ikiye ayrılsa üzülmeyeceğin ama kaliteli eski bir scooter alıyorsun, vura kıra acemiliğini atıyorsun. 10.000 km yap, ondan sonra 250 cc'ye terfi edersin.
0
kirik olsa yerinde duramazdin
merhabalar :)bayramda sevgilimle kamp yapmak istiyoruz. istanbul'dan arabayla gidebileceğimiz 1 gece kalabileceğimiz bir yer arıyorum. göl ya da orman kampı olabilir her türlü tavsiyenizi bekliyorum. tecrübelerinizi merak ediyorum orda hazırlıksız yakalanmayalım. şimdiden teşekkürler :)
merhabalar :)
bayramda sevgilimle kamp yapmak istiyoruz. istanbul'dan arabayla gidebileceğimiz 1 gece kalabileceğimiz bir yer arıyorum. göl ya da orman kampı olabilir her türlü tavsiyenizi bekliyorum. tecrübelerinizi merak ediyorum orda hazırlıksız yakalanmayalım. şimdiden teşekkürler :)
bayramda sevgilimle kamp yapmak istiyoruz. istanbul'dan arabayla gidebileceğimiz 1 gece kalabileceğimiz bir yer arıyorum. göl ya da orman kampı olabilir her türlü tavsiyenizi bekliyorum. tecrübelerinizi merak ediyorum orda hazırlıksız yakalanmayalım. şimdiden teşekkürler :)
0
daha once kamp yaptiniz mi?
ucmakdere guzel olur. kilimli'ye de bakabilirsiniz.
ucmakdere guzel olur. kilimli'ye de bakabilirsiniz.
0
ilk tecrübemiz olacak, tüm gerekli ekipman mevcut
edit : uçmakdereyi cok beğendim
edit : uçmakdereyi cok beğendim
0
Mevki olarak yardımcı olamayacağım, İstanbul civarında hiç kamp yapmadım fakat kamp konusunda beni en çok hüzünlere gark eden olay kısa süre. Benim için çadırın, bütün kamp düzeninin vs. kurulması düzenlenmesi, sonunda da toplanması büyük külfet. Bu sebeple uzun süredir kısa süreli kamp atmaktan kaçınıyorum. Siz muhtemelen vaktiniz el vermediği için 1 gecelik kamp atacaksınız. Eğer vaktiniz varsa daha uzun kalın, 1 gece için uğraşmayın.
0
theseachange
kendinizi şımartmak için ne alırdınız?
kendinizi şımartmak için ne alırdınız?
0
enpiüç pıleyır. sony.
ya da aşırı beğenmek şartıyla parfüm.
güneş gözlüğü de fena fikir değil.
ya da 3 gram altın alırdım, altına karşı zaafım var da.
ya da aşırı beğenmek şartıyla parfüm.
güneş gözlüğü de fena fikir değil.
ya da 3 gram altın alırdım, altına karşı zaafım var da.
0
elimde tutar sallardım yüzüme doğru 5'lik banknotlar halinde. param var şımarıklığı bana yeterdi açıkçası. illa bir şey alacaksam kafaya takmışsam da o parayı harcamayı herhalde sırt çantası alırdım güzelinden.
0
100 euro civarı.
bir şişe lagavulin 42 euro.
bir paket puro 10 euro.
bir de parfüm alırdım. bleu de chanel edp.
biterdi.
bir şişe lagavulin 42 euro.
bir paket puro 10 euro.
bir de parfüm alırdım. bleu de chanel edp.
biterdi.
0
Havadan para gelse bile kendimi şımartamam, onu farkettim şuan.
Kyk'mın 1,5 taksidi diye sevindim okurken...
Bu moddan çıkıp cevaplıyorum: Reformer pilatese yazılırdım 15 seans(bu kadar yazılabiliyoruz bu parayla) Kendimi en şımarmış en iyi hissettiğim yer orası.
Kyk'mın 1,5 taksidi diye sevindim okurken...
Bu moddan çıkıp cevaplıyorum: Reformer pilatese yazılırdım 15 seans(bu kadar yazılabiliyoruz bu parayla) Kendimi en şımarmış en iyi hissettiğim yer orası.
0
parasutfethiye.com
site google dan ilk çıkan, reklam amacım yok. ölüdenize git gel için de 150 lira yeter herhalde, çok güzel harcanmış bir 500 lira olur.
site google dan ilk çıkan, reklam amacım yok. ölüdenize git gel için de 150 lira yeter herhalde, çok güzel harcanmış bir 500 lira olur.
0
bir kenara koyarim. aldigim hic bir sey birikmis para kadar mutlu etmiyor beni bir suredir.
0
Sokak hayvanları için su kabı yaptırırdım. Sonra da 3 liralık kornet yer mutlu olurdum.
0
Kendimi şımartmak için kulaklık. İhtiyaç amaçlı olarak Mezar taşı yaptırdım onu öderim.
0
500 tl ile simartacak bisey alamam. Arkadaslarima icki falan ismarlarim takiliriz.
0
Masaja giderdim. Arka arkaya 2 seans + kesek/köpük.
Oradan da çıkar mis gibi et yemeye Trakya'ya giderdim. Bir taşla 3 kuş. Hem masaj keyfi, hem çok uzun olmasa da nispeten uzun yol keyfi, hem et yeme keyfi.
Oradan da çıkar mis gibi et yemeye Trakya'ya giderdim. Bir taşla 3 kuş. Hem masaj keyfi, hem çok uzun olmasa da nispeten uzun yol keyfi, hem et yeme keyfi.
0
Ya hanım bir çanta beğenmişti. Pahalı diye alamadım da onu alıp sürpriz yapmak istiyorum çok fazla.
0
iddiada fenerin kazanacağına oynardım, aziz ne yapıp edip koltukta kalmak için kazandıracak feneri.sonra da buzz lightyear oyuncağı alırdım :)
0
tamamını masaja harcarım. her gün mesai çıkışı gider 1 saat masaj yaptırırım.
0
retiredcolonel
1960lara kadar mazisi olduğunu tahmin ettiğimiz bir gitarımız var. almanyadan. bana çok küçükken hediye edildi bir büyüğümüz tarafından. ancak anlattığı hikayeyi hatırlamıyorum, aklımda kalan tek şey almanyadan geldiği.bir ara gitar öğrenmeye heves etmiştim ama kaldı öyle.sizce bu gitar antika filan
1960lara kadar mazisi olduğunu tahmin ettiğimiz bir gitarımız var. almanyadan. bana çok küçükken hediye edildi bir büyüğümüz tarafından. ancak anlattığı hikayeyi hatırlamıyorum, aklımda kalan tek şey almanyadan geldiği.
bir ara gitar öğrenmeye heves etmiştim ama kaldı öyle.
sizce bu gitar antika filan gibi bir muamele görür mü, ederi var mı?
fotolar
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
bir ara gitar öğrenmeye heves etmiştim ama kaldı öyle.
sizce bu gitar antika filan gibi bir muamele görür mü, ederi var mı?
fotolar
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
i.hizliresim.com
0
Gitar çalınmadan yattıysa duvar süsü olarak muamele görmesi daha yerinde olur. Çalınarak yaşlandırıldıysa, ortam şartları ağacın anasını bellemeyecek aralıkta seyrettiyse halen çalınacak bir enstruman muamelesi görebilir. Çok ünlü birilerinin gitarı falan değildiyse, antika, vintage gitar vs şekilde bir değer taşıdığını sanmıyorum.
0
dedim dedim de kime dedim
dinlemelik yer lazım, şu iki parçanın çalması yüksek ihtimalli olsunwhat else is therehttps://www.youtube.com/watch?v=ADBKdSCbmiMalpha malehttps://www.youtube.com/watch?v=DJoWn3Nq7qE
dinlemelik yer lazım,
şu iki parçanın çalması yüksek ihtimalli olsun
what else is there
www.youtube.com
alpha male
www.youtube.com
şu iki parçanın çalması yüksek ihtimalli olsun
what else is there
www.youtube.com
alpha male
www.youtube.com
0
seksek!!! neredesin seksek!!!
açaydım gollarımı gitme diyeydim, gitmez idi o vakit.
olsaydı çaldırırdık ne güzel playlistte.
açaydım gollarımı gitme diyeydim, gitmez idi o vakit.
olsaydı çaldırırdık ne güzel playlistte.
0
ya ben lan neyse
sb
sb
0
olmuyorum. hassasim bu konuda. dis temizliginin yaninda aslinda faydali olmadigini bilsem de deli skmis gibi naneli sakiz cigniyorum. insanlara cok yaklasmiyorum. maalesef disaridan cok sayko gorunuyor, sheldon cooper gibi. arkadasim "bir sey sorabilir miyim?" diye kitapla yanima geliyor mesela, "tabii" derken bir yandan agzima sakiz atiyorum. onlar da alisti gerci artik.
benim icin emin olmak imkansiz, hohlama testi her zaman sonuc vermiyor. ulserim falan da var karnim aciksa deliriyorum korkudan.
benim icin emin olmak imkansiz, hohlama testi her zaman sonuc vermiyor. ulserim falan da var karnim aciksa deliriyorum korkudan.
0
Kendim hissediyorum öyle bir durumda ama kesin emin olmak için bileğime hafif dilimi değdiriyor ve kokluyorum. Kötüyse hemen çözüm arayışına giriyorum diş fırçalama imkanım yoksa. Bende genelde açken olduğu için hemen bir şeyler atıştırıyorum anlık olarak.
0
Bence kişinin kendi kokuları başta olmak üzere kendi hakkındaki yargılarının tümünde şüphecilik esastır. Emin olmak mümkün değil. Tedbiri elden bırakmamak lazım :D
0
@angelus+1
Zaten bahartlı agir bir yemek yedikten sonra o ağzın kokmaması gibi bir ihtimal cok düşük.
Ben bu konuda biraz takıntılıyım galiba. Sürekli yanimda naneli şeker/sakiz tasiyorum. Diş macunu fırça zaten allah' ın emri ama fırçalama konusunu abarttiğim için dişlerimde incelme olduğunu fark edince artik günde 2 den fazla firçalamamaya gayret ediyorum.
Unutmadan, bir de işin sırrı sadece dişi fırçalamak değil; dili de fırçlamak gerek. Başlangıçta çok zor oluyor mide kasılmaya başlıyor hatta istifra edebiliyorsunuz. Ufaktan alistira alistira dili fırçalamak bu riski azaltir.
Zaten bahartlı agir bir yemek yedikten sonra o ağzın kokmaması gibi bir ihtimal cok düşük.
Ben bu konuda biraz takıntılıyım galiba. Sürekli yanimda naneli şeker/sakiz tasiyorum. Diş macunu fırça zaten allah' ın emri ama fırçalama konusunu abarttiğim için dişlerimde incelme olduğunu fark edince artik günde 2 den fazla firçalamamaya gayret ediyorum.
Unutmadan, bir de işin sırrı sadece dişi fırçalamak değil; dili de fırçlamak gerek. Başlangıçta çok zor oluyor mide kasılmaya başlıyor hatta istifra edebiliyorsunuz. Ufaktan alistira alistira dili fırçalamak bu riski azaltir.
0
asla emin olamıyorum. diş ipi, gargara, diş macunu, dil temizleme gibi her türlü işlemi yapıp naneli şeker yememe rağmen tedirgin oluyorum. çünkü reflüm var. dudağı burna götürüp koklamak da iyi bi yöntem sjfkfk
0
öpüşerek yapıyorum. zaten kokacak gibi oluyorsa ağzımın tadı bozuk oluyor. kendim anlıyorum.
0
Kendi kokunuzu almanız çok zor, bu yüzden arada bir yakın bir arkadaşınıza sorabilirsiniz. Arada bir derken saat başı değil, öyle bir kaç ayda bir yani. Çünkü midede bir problem yoksa ve çürük diş içinde kalan yemek kalıntısı problemi yoksa kolay kolay kokmaz ağız.
E bu problemler de akşamdan sabaha olmaz elbette.
E bu problemler de akşamdan sabaha olmaz elbette.
0
douglas
ne zaman başladı bu tütün sarma olayı? tamamen sigara fiyatlarıylamı alakalI? ve sadece türkiyedemi var bu kültür?
ne zaman başladı bu tütün sarma olayı? tamamen sigara fiyatlarıylamı alakalI? ve sadece türkiyedemi var bu kültür?
0
Zaten başta o vardı. Endüstriyel sigara sonradan çıktı. Tabi ki sadece Türkiye'de yok. Yeni olan bir şey değil. Yalnızca, küreselleşme etkisi ile her türlü üründe olduğu gibi tütünün de dolaşımı kolaylaştı. bir zamanlar Türkiye'de muz da çok yaygın değildi. Bir yerden bulunup da eve muz girdi mi olay olurdu. Böyle düşünebilirsin.
Paketli tütünler yaygınlaşınca Adıyaman usulü açık tütün de yaygınlaştı.
Paketli tütünler yaygınlaşınca Adıyaman usulü açık tütün de yaygınlaştı.
0
ykyt
Dekoratif saksi aydinlatma gibi seyleri geçiniz.Ne yapilabilir? Dunyadan karsilastiginiz orneklerVarsa da paylasir misiniz?Ornek olarak: 3d printer filamenti yapiliyor.Ya da şu linkteki gibi kesici ile ipe donusturuluyor.https://plasticbottlecutter.comGercek projeler ariyorum. Yardim eder misiniz?
Dekoratif saksi aydinlatma gibi seyleri geçiniz.
Ne yapilabilir? Dunyadan karsilastiginiz ornekler
Varsa da paylasir misiniz?
Ornek olarak: 3d printer filamenti yapiliyor.
Ya da şu linkteki gibi kesici ile ipe donusturuluyor.
plasticbottlecutter.com
Gercek projeler ariyorum. Yardim eder misiniz?
Ne yapilabilir? Dunyadan karsilastiginiz ornekler
Varsa da paylasir misiniz?
Ornek olarak: 3d printer filamenti yapiliyor.
Ya da şu linkteki gibi kesici ile ipe donusturuluyor.
plasticbottlecutter.com
Gercek projeler ariyorum. Yardim eder misiniz?
0
Geri dönüşüm bir ihtiyacı karşıladığında anlamlı oluyor. Kendi ihtiyacınıza göre yaratıcılığınızı konuşturun. Pet şişeler bugüne kadar en fazla bağ bahçe işlerinde işime yaradı. Evde ihtiyacımı karşılamayacaksa farzı misal ip haline getirmek, dekoratif saksı yapmak kadar gereksiz. Şişe olarak duracağı yerde ip olarak duruyor. İhtiyacınızı karşılayacak bir çözüme hizmet etmiyorsa biriktirip büyük çaplı geri dönüşüm girişimlerine dahil edebilirsiniz.
0
Evde bir seyler yapmak icin fikir sormuyorum. Halihazirda dunyadaki geri donusum fikirlerini soruyorum. Yoksa bu aletten alip ip yapip saklayayim mi demedim. Yoksa benim en cok isime yarayacak sey filament. 3d printerdan cok baski aliyorum.
0
afrikada ipe dönüştürüp fırça yapılıyor.
3d filamenti olarak pek sağlıklı olmayabilir materyal pla ya da abs değil.
3d filamenti olarak pek sağlıklı olmayabilir materyal pla ya da abs değil.
0
Anladım. O çapta geri dönüşüm çıktısı olarak tekstil elyafı, yalıtım malzemesi gibi ürünler elde edildiği söyleniyor.
www.pagev.org
www.pagev.org
0
sorunvar
Ne tür hobiler zengin hobisidir ?
Ne tür hobiler zengin hobisidir ?
0
müzayedelerden değeri milyon dolarlar olan tablo toplamak
tarihi eser kaçakçılarından eser alıp kişisel koleksiyon yapmak
tarihi eser kaçakçılarından eser alıp kişisel koleksiyon yapmak
0
sanat eseri toplamak - tamam bunun bir yatırım değeri de var fakat çok zenginlerden bahsediyorum - tablolara eserlere milyon dolardan fazla verebilmek koleksiyonuna katmak
antika otomobil, egzotik otomobil, uçak koleksiyonculuğu
denizcilik, yelkenli ya da süperyat sahibi olmak fakat yine birkaç yüz bin dolarlık değil yılda birkaç gün kullandığı tekneye 5-10-100 milyon dolar gibi paralar vermek
antika otomobil, egzotik otomobil, uçak koleksiyonculuğu
denizcilik, yelkenli ya da süperyat sahibi olmak fakat yine birkaç yüz bin dolarlık değil yılda birkaç gün kullandığı tekneye 5-10-100 milyon dolar gibi paralar vermek
0
Neredeyse her türlü hobide derinlere daldıkça muazzam meblağlarla karşılaşılıyor. Pazarlama dünyası, aşağı yukarı her çeşit uğraşı çeşitli segmentlere göre düzenleyerek sunuyor. Yani parası olmayan adi yivsiz tüfekle kendi yöresinde ava çıkıyor, parası olan yivli tüfeğini sırtlanıp dünyanın bilmem neresine, yasak olmasına rağmen özel izin satın alarak avlanmaya gidiyor. Müzik desen 500 tlye başlayamayacağınız enstruman yok - enstrumandan sayarsanız - ancak ciddi bir uğraş haline getirmeye kalkarsanız ömrünüz boyunca bikaç ev parasını harcayabilirsiniz.
Sadece zenginlere hitap eden çok bir alan kaldığını sanmıyorum, her türlü uğraşın adileştirilmiş, ucuzlatılmış, alt segment haline getirilmiş hali sunulmuş vaziyette. Antika desen, zengin gerçekten antikayla uğraşıyor, parası olmayan kendini vintajla, antikadan çok nostaljik duygulara hitap eden nesnelerle kendini avutuyor. Balıkçılık desen parası olmayan 20 tl'lik oltayla yapıyor bu işi, parası olan big game tabir edilen büyük avlara yöneliyor. Arşivcilik, koleksiyonerlik desen keza öyle, parası olan sanat eserlerine, tarihi eserlere yöneliyor, nispeten parası olmayan efemeraya, nadir kitaba, plağa, pula yöneliyor (takvim biriktiren bile gördüm). Golf zengin sporu sayılırdı, o da ele ayağa düştü, artık zengin zenginlere hitap eden kulüplerde takılıyor, fakir düşük segment sahalarda kendini eğliyor (golf oynayan fakir de tezat bence :D).
Zengin olmadan tadına bakılmayacak uğraşlar elbet vardır ancak, dikkat çekmeye çalıştığım nokta, her şeyin ucuzu var, pahalısı var, metalaşan her şeyi segmentlerine ayırıp sunuyor bu canını yediğimin pazarlama dünyası.
Sadece zenginlere hitap eden çok bir alan kaldığını sanmıyorum, her türlü uğraşın adileştirilmiş, ucuzlatılmış, alt segment haline getirilmiş hali sunulmuş vaziyette. Antika desen, zengin gerçekten antikayla uğraşıyor, parası olmayan kendini vintajla, antikadan çok nostaljik duygulara hitap eden nesnelerle kendini avutuyor. Balıkçılık desen parası olmayan 20 tl'lik oltayla yapıyor bu işi, parası olan big game tabir edilen büyük avlara yöneliyor. Arşivcilik, koleksiyonerlik desen keza öyle, parası olan sanat eserlerine, tarihi eserlere yöneliyor, nispeten parası olmayan efemeraya, nadir kitaba, plağa, pula yöneliyor (takvim biriktiren bile gördüm). Golf zengin sporu sayılırdı, o da ele ayağa düştü, artık zengin zenginlere hitap eden kulüplerde takılıyor, fakir düşük segment sahalarda kendini eğliyor (golf oynayan fakir de tezat bence :D).
Zengin olmadan tadına bakılmayacak uğraşlar elbet vardır ancak, dikkat çekmeye çalıştığım nokta, her şeyin ucuzu var, pahalısı var, metalaşan her şeyi segmentlerine ayırıp sunuyor bu canını yediğimin pazarlama dünyası.
0
Günlük seyahatler (Uçakla). Alışveriş. Yatırım. Açılışlara, lansmanlara katılmak.
0
soruyu okuduğumda sanat, tablo-araba koleksiyonu, yat ilk aklıma gelenlerdi. diğer kullanıcılar da aynı yanıtları vermiş.
0
önceden planlamadan yapılan birkaç günlük yurt dışı seyahati.
0
rally
tek geçerim.
golf de denebilir aslında, baktığımız zaman oyuncu kitlesi zenginlerden oluşuyor ancak neden böyle olduğuyla ilgili bir fikrim yok. zengin hobisi olması çok saçma. nedir yani sopası mı çok pahalı? belki klüplerin aylık/yıllık aidatı astronomikse bilemem.
tek geçerim.
golf de denebilir aslında, baktığımız zaman oyuncu kitlesi zenginlerden oluşuyor ancak neden böyle olduğuyla ilgili bir fikrim yok. zengin hobisi olması çok saçma. nedir yani sopası mı çok pahalı? belki klüplerin aylık/yıllık aidatı astronomikse bilemem.
0
woolrock
annenize 1 milyon lira miras kalsa, calisan ve ekstra paraya ihtiyaci olmayan biri olarak annenizden para ister miydiniz? o alacaginiz parayla tatile gidersiniz ve ezersiniz, hobilerinize harcarsiniz vs diyelim? yani ayip olur mu istemek? annenin de bi plani yok muhtemelen o parayla, belki ev alir 2
annenize 1 milyon lira miras kalsa, calisan ve ekstra paraya ihtiyaci olmayan biri olarak annenizden para ister miydiniz? o alacaginiz parayla tatile gidersiniz ve ezersiniz, hobilerinize harcarsiniz vs diyelim?
yani ayip olur mu istemek? annenin de bi plani yok muhtemelen o parayla, belki ev alir 2 tane bilmiyorum tam.
yani ayip olur mu istemek? annenin de bi plani yok muhtemelen o parayla, belki ev alir 2 tane bilmiyorum tam.
0
anneye ayıp mı olur?
ilişkiye göre değişir tabii de, zaten o parayı alınca annenin otomatikman bir şey vermesi, yapması, teklif etmesi falan gerekir diye düşünüyorum.
yani çocuk söylemeden anne yapar zaten normalde kendiliğinden.
ya da anne kendiliğinden yapmıyorsa çocuk rahatlıkla isteyebilir bence.
en kötü ihtimalle yukarıda yazıldığı gibi şakayla karışık falan bir şey denebilir.
anne bu yani, çekinilecek bir şey yok.
ilişkiye göre değişir tabii de, zaten o parayı alınca annenin otomatikman bir şey vermesi, yapması, teklif etmesi falan gerekir diye düşünüyorum.
yani çocuk söylemeden anne yapar zaten normalde kendiliğinden.
ya da anne kendiliğinden yapmıyorsa çocuk rahatlıkla isteyebilir bence.
en kötü ihtimalle yukarıda yazıldığı gibi şakayla karışık falan bir şey denebilir.
anne bu yani, çekinilecek bir şey yok.
0
Eğer gerçekten maddi durumum yerinde ve bunu sağlamak için de ölümüne çalışmam gereken bir durumda değilsem, yani gerçekten rahatsam para istemezdim. Onun yerine, istediğim bir şey varsa onu almasını isteyebilirdim belki.
Halihazırda aram iyi değilse de kayıp akraba gibi ortaya çıkıp bir şey istemezdim sanırım durumum yukarıdaki gibi olmasa da.
Nasıl isterdim'e gelirsek de, bizi de görürsün artık gibisinden şaka yollu bir şeyler derdim.
Ama @blatta +1 annenin kendisinin teklif etmesi gerekir bence de.
Halihazırda aram iyi değilse de kayıp akraba gibi ortaya çıkıp bir şey istemezdim sanırım durumum yukarıdaki gibi olmasa da.
Nasıl isterdim'e gelirsek de, bizi de görürsün artık gibisinden şaka yollu bir şeyler derdim.
Ama @blatta +1 annenin kendisinin teklif etmesi gerekir bence de.
0
tek cocuk musun? bence annenden para istemende ayip olacak birsey yok da baska kardeslerin varsa onlardan fazla para alman ayip olabilir.
0
ya ayip olma babinda calistigim icin oyle dedim, yoksa annemle aram cok iyidir.
@havada bulut
bir de kardesim var.
@havada bulut
bir de kardesim var.
0
freetakilir +1
ben istemesem bile zorla verirdi.
ben istemesem bile zorla verirdi.
0
Muhtemelen benden önce annem teklif ederdi ya da bana ve kardeşime ayırırdı bir kısmını ama o bir şey demese de isterdim ben bir miktar.
0
Babamın bir dükkanı vardı sattı, yengeme, abime, kendisine araba aldı, beni de çağırdı dedi sana da araba alayım diye; kendi paramı kazanır kendi arabamı kendim alırım dedim, bir kuruş da para istemedim. babamla da aramızda bir problem de yoktu.
herkes kendi kısmetiyle yaşamalı, elbette aile içi sağlık, eğitim, iş kurma, vb. için yardımlaşma olur, bu tür durumlar için para da istenir ama geri kalanı mal sahibinin tasarrufundadır bence.
tek fark olarak belki annenizin aklına şuna azcık para vereyim de ezsin hayatını yaşasın diye düşünmek gelmez, böyle bir cıtlatılabilir ama hayır derse de mal da onun para da onun, kimseye laf düşmez.
herkes kendi kısmetiyle yaşamalı, elbette aile içi sağlık, eğitim, iş kurma, vb. için yardımlaşma olur, bu tür durumlar için para da istenir ama geri kalanı mal sahibinin tasarrufundadır bence.
tek fark olarak belki annenizin aklına şuna azcık para vereyim de ezsin hayatını yaşasın diye düşünmek gelmez, böyle bir cıtlatılabilir ama hayır derse de mal da onun para da onun, kimseye laf düşmez.
0
Ben istemem. Annem verirse verir vermezse kendi bilir. Eşşek kadar çalışan adam anasından babasından medet ummamalı.
0
isterim niye istemiyim. anneye de bıramak kaydı ile hayallerim için bir miktar isterdim
0
Annenin de maddi durumuna bağlı. Ona lazımsa dokunmam, çok da lazım değilse, e bana da o kadar lazım değilmiş, bir kısmını bir hayır kurumuna bağışlamayı teklif ederim. Arap misali lazım olmayan sabunu bol bulunca bir taraflarıma boca etmemeye çalışırım. Eze eze yaşayacağım tatmin duygusunun kat be katını hayırlı bir iş yapmaktan alırım.
0
herkesin annesi ne kadar minnoş. benim annem asla vermezdi. ben de annemden isteyemezdim ama ondan önce istemezdim de zaten. annenle arandaki ilişkiye göre değişir bu. kendi çocuklarım olsa, bana miras kalsa çocuğuma da eşime de verirdim. anneni en iyi sen tanırsın gönlü geniş mi, cimri mi diye.
0
annem emeklilik tazminatının %25'ini bana ve kardeşime paylaştırdı.İhtiyacım yoktu ama annemin o parayı verirse daha mutlu olacağını hissettiğim için aldım.Normal bir anne evladı istemese de verir.
0
Anneme şimdinin parasıyla o kadar para kalmıştı. Ablam da ben de bir an bile düşünmedik "bana da bir şey verir mi" diye. O para yatırım için kullanılabilecek kadar büyük bir para. Nihayetinde ev aldı kadıncağız yatırım olarak. Sonunda yine bize kalacak. Babama ufak bir şey kalmıştı o da ablamla bana hediye almıştı. Bence rakam büyüdükçe, yatırım yapılabilecek bir miktarsa dağıtıp çarçur etmektense yatırıma yöneltmeli anneyi.
0
1adam
sesleri/taksimi dinlemek istiyorum bu gece mümkünse. var mıdır favoriniz?
sesleri/taksimi dinlemek istiyorum bu gece mümkünse.
var mıdır favoriniz?
var mıdır favoriniz?
0
iş kanununu unutamıyorum, ihbar süresi ilk 6 ay 2 hafta, 6 aydan 1,5 yıla kadar 4 hafta falan hep aklımda...
0
@benim adım..
komik değil ama yine de zahmet edip renk kalmışsın tikini verdim :)
komik değil ama yine de zahmet edip renk kalmışsın tikini verdim :)
0
